Mehmet Ali
Zeytinyağı ve ekmek kadar Kıttı özgürlük memlekette.
Red
''Sabahattin Ali 1945'te Bakanlık emrine alınmış yani kızağa çekilmiş. Ankara Devlet Konservatuvarına onun yerine diksiyon öğretmeni ve dramaturg olarak Cahit Külebi atanmış. Lise öğretmeni olan Külebi, maaşının dört katı kadar para alacakmış bu yeni görevinde. Ama kabul etmemiş.''
Reklam
Zeytinyağı ve ekmek kadar Kıttı özgürlük memlekette. Büyüdüğü zaman akranları Mehmet Ali'nin Her şey bol olur elbette.
"Kim esir değildir / kendi içerisinde?!" -Cahit külebi-
“Kim esir değildir / Kendi içerisinde? “ Cahit Külebi
Eksikli sözün büyüsü
Zaman, 1960'ları yarılamış, 70'lere akıyor. Şiir, Karaca­ oğlan'dan Nazım'a dönüyor. 68 kuşağı sınıflardan sokaklara, sokaklardan evlere büyüyor. Masallar, halk hikayeleri Orhan Kemal'le, Yaşar Kemal'le, Sabahattin Ali'yle katı gerçeğimize yeni bir dil oluyor. Külebi, Attila İlhan'la; Dıranas, Ceyhun Ahıf'la başka değerler ediniyor. Orhan-Melih-Oktay, sıra­ danı şaşkınlığa çeviriyor. II. Yeni henüz defterimize düşme­ miş. Gökyüzü, Neşet (Ertaş), Mahzuni (Şerif), İhsani dolu. Devrim düşüncesi seslerimizi tutmuş. Ruhi Su hem bildik hem yeni. Abbas Sayar küçücük kentimizin efsanesi. Ken­ timizde kitapçılar var. Freud'un Cinsiyet ve Psikanaliz'ini, Albert Camus'nün Başkaldıran İnsan'ını, Engels'in Bilimsel ve Ütopik Sosyalizm'ini, daha nice kitabı o yıllarda Yozgat'ta buluyoruz. İki kadın şair biliyoruz: Taşra Kızının Delicele­ ri ile Türkan İldeniz (kitabın ismi hala nasıl çekici); Kırmızı Karanfil'le allak-bullak olduğumuz Gülten Akın. Şu dizeler şiiri birden ev içine çeviriyor: "Gülten'i Yozgatlı demesinler bun­ dan böyle/ Nerde ölürsem oralı olayım/ Doğularda, yolsuz dağların/ Soğuk suların başında öleyim" Kalıveriyoruz. Her sözcük, her dize bir daha bizim oluyor
Reklam
26 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.