Türkmen adı eskiden yoktu. Türk yüzlü göçebe ulusların hepsine düpedüz Türk denilirdi ve her aşiretin kendine özgü bir unvanı vardı. Oğuz boyları kendi vilayetlerinden çıkıp Maveraünnehir ve İran beldelerine geldikten sonra burada çoğaldılar. İklimin tesiriyle bunların şekilleri Taciklere benzemeye başladı. Ama Tacik olmadıklarından Tacikler bunlara Türkmen dediler; yani Türk-mânend (Türk'e benzer).
〰 Kendine Ait Bir Roma 〰
Cemal Kafadar, bir dönemler yoğurdun köylü, taşralı, kaba saba çağrışımlar içerdiğini ve 1924 Türk-Yunan nüfus mübadelesinde Yunansitan'a gönderilen İstanbul'un ve Anadolu'nun Türk dilli Ortadoks Hıristiyanlarının yeni yurtlarında "yoğurtla vaftiz edilenler" denilerek tahkir edildiğini söylemektedir. 〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰
Reklam
"Karac'oğlan der ki bakın olana Ömrümün yarısı gitti talana Sual eylen bizden evvel gelene Kim var imiş biz burada yoğ iken"
Giriş
İnsanlığın geçmişi, "kendi geçmişimiz", bize küreselleşme ve milliyetçileşme ikilemine ya birini ya diğerini mutlaklaştıran, her ikisinin kendinden emin ve küstah hâllerini dayatan çerçevenin dışından bakmamızı sağlayabilecek nice hikâye sunuyor; en azından farklı yerelliklerin mümkün olduğunu, bir yer'in insanı olmanın çok farklı şekillerde yaşanabileceğini gösteren hikâyeler.
"Tarih yok olanla değil, bir zamanlar var olanla ilgilidir." Cemal Kafadar
"...dükkâncı-yeniçeri imgesi Osmanlı gerileme döneminin standart bir resmi haline gelmişse de, kul ocaklarına mensup devşirmelerin çoğunun çocuklarını geçirdikleri tarımsal alandan tamamen kopmadıkları da unutulmamalıdır."
Sayfa 33 - Metis Yayınları
Reklam
Selvi Boylum Al Yazmalım'da Asya'nın hercâi sevgilisi İlyas ile aşka emek vermenin değerini bilen Cemşit arasında seçim yapması gerekir. Ama tarihçinin tasası her ikisi ile birden yaşamayı öğrenmek olmalı.
Sayfa 24
Tarih, yok olanla değil bir zamanlar var olanla ilgilidir. Nitekim, Karacaoğlan da “kim var imiş” diye sorar, onların kanlı canlı insanlar olduklarını hatırlatacak şekilde, şimdi yok olduklarını değil bir zamanlar var olduklarını ifade ederek. Dönüp seyir ettiğimiz zamanlar için bir yokluk söz konusu ise, o bizim yokluğumuzdur, anlama çabasıyla telafi etmeye çalıştığımız yokluğumuz. “Onlardan sonrası” olduğumuzun ve bir de “bizden sonrası” olacağının bilinciyle, yani bugüne ait ve geleceğe dönük bir perspektifle anlamağa çalıştığımız birileridir mazinin insanları.
Nedir bu dünyanın hali? Nedir bu insanların çekisi?” sorularının peşinden gitmek isterseniz tarihle ilgilenmeğe başlamışsınız demektir. Burada maksat, çekilmiş çileleri, yaşanmış zulümleri tekrar tekrar terennüm etmek değil. İnsanların hayata nasıl anlam ve zevk, derinlik ve eğlence kattıklarını, kendilerine özerk yaşama ve ifade alanları açtıklarını, üreticiliklerini ve yaratıcılıklarını sergilediklerini,hınzırlıklarını ve hergeleliklerini anlamak da bu işin parçası, hatta -Cioran'ın affına sığınarak- benim tercihimdir, ama tosladıkları ve ördükleri duvarları, çektikleri ve çektirdikleri kahırları unutmadan.
Osmanlı tarih yazıcılığını, bu geniş ve derin ve çok kulvarlı sahada sadece bir janr olan vakanüvisliğe indirgemek, bu geleneği de “hep sarayı, hep askeri olayları anlatmışlar” diye yargılamak doğru olmaz. Bir kere, vakanüvislerin vaka olarak ele aldığı olgular, bu dar tanımın sınırlarını çok aşar.
Reklam
Günümüz Türkiye'sinde birinci çoğul şahıs enflasyonuna çare bulmak için dilden kaç “biz” atmak gerekir bilmiyorum. Kendisini Osmanlı devletinin yönetici iradesiyle sorunsuz özdeşleştiren “biz”den (“almışız, beş yüzyıl elimizde tutmuşuz,” gibisinden), Orta Asya'dan atına atlayıp Anadolu'ya geldiği tahayyül edilen kahramanların çocukları konumundaki “biz”e (“göçebelikten taş ev mimarisine geçemedik”), ve tabii en büyük seferberlik mekanizmalarından futbolun “biz”ine (“içimizdeki İrlandalılar” ya da, en mükemmeli, “taç kullanıyoruz”), sıcak bir hamam gibi rahatlatıcı, gevşetici o kadar çok biz var ki gündelik dilde. Çoğu, bir yandan “onlardan farkımız”ın altını çiziyor, bir yandan da “ayağını denk alması gereken sizler”in üstünü.
Her tercih, her perspektif bir şeyleri daha iyi görmemizi sağlayabileceği gibi bir şeyleri de örter.
566 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.