Modern devrimci proletarya sınıfını yaratmak için, geçmişin işçisini hâlâ toprağa bağlayan göbek bağının kesilmesi mutlak olarak gerekliydi. Dokuma tezgâhının yanında küçük evi, küçük bahçesi ve küçük tarlası bulunan el dokumacısı, her tür sefalete ve siyasal baskıya rağmen, “olanca dindarlığıyla ve dürüstlüğüyle” sessiz, hoşnut bir adamdı; zenginlerin, din adamlarının ve devlet memurlarının karşısında saygıyla eğiliyordu ve özünde tam bir köleydi. Tam da modern büyük sanayi, toprağa zincirlenmiş olan işçiyi tümüyle mülksüz, her tür geleneksel zincirden kurtulmuş, kuş gibi özgür proletere dönüştürmüştür ve tam da bu iktisadi devrim öyle koşullar yaratmıştır ki, çalışan sınıfın sömürülmesinin son biçimi, yani kapitalist üretimdeki biçimi, ancak bu koşullar altında yıkılabilir.
Sayfa 36 - Proudhon’un Konut Sorununu Çözme YoluKitabı okudu
Marx her ne kadar ahlaki eleştiriyi bir burjuva fetişi olarak değerlendirse de, kadınların çalışması konusunda ahlaki bir duyarlılık göstermektedir. "Kadınların ve çocukların kapitalist sömürü yüzünden karşılaştığı ahlaki aşağılanmalar"a nefretle karşı çıkarken, şu gözlemde bulunmuştur: "Kadınların ve on yaşın altındaki çocukların madenlerde çalışmasının yasaklanmasından önce, kapitalistler çıplak kadınların ve kızların, genellikle erkeklerle birlikte istihdamını ahlak törelerine ve cüzdanlarına öylesine uygun buluyorlardı ki, ancak yasanın çıkmasından sonra makinelere başvurdular." Burada, çıplaklığın nasıl kâr getirdiği pek açık değildir. Erkekler sömürüldüğünde bunun adı sömürü, kadınlar sömürüldüğünde ise bu bir ahlak sorunu oluyor.
Sayfa 36 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bazı sorunlar (örneğin çevre sorunu) için "küresel düşü­nüp, yerel davranmak" en iyi çözüm; diğerleri içinse yerel dü­şünüp, küresel olarak örgütlenmek önemli...
Sayfa 426 - İletişim Yayınları.
Guérin, “Her anarşist bir sosyalisttir ama her sosyalist zorunlu olarak bir anarşist değildir,” diyen Adolph Fisher’in sözünü aktarır. Aynı şekilde Bakunin, 1865 tarihli ‘anarşist manifestosu’nda, tasarladığı uluslararası devrimci kardeşliğin programında, her üyenin ilk önce sosyalist olması gerektiği ilkesini koymuştu. Emeğin özgürce
Sayfa 137 - +138,139Kitabı okudu
Postmodern mikroanalitik metotlar kullanan Deleuze ve Guattari, toplumun moleküler düzeylerinde arzu, bilinçdışı ve bedenin toplumsal olarak yönetilmesini kerteriz alarak modernliğe ilişkin e- leşlirel teorilcştirmeler sunar. Postmodern leorisyenlerin neredeyse tamamından farklı olarak modernliği kapitalist modernlik olarak teorileştirirler ve Marksist söylemi basitçe teröristik bir büyük anlatı olarak suçlamaktan ziyade onunla yaratıcı bir tarzda uğraşırlar. Nictzscheci bir beden teorisini imtiyazlı kılan bir tür Freudcu- Marksist teori yoluyla önemli sorunları ön plana çekerler. Bu sorunlar arzunun kültür, medya ve ileri kapitalizmin terapötik endüstrileri tarafından üretilmesi ve denetlenmesiyle ilgilidir. Kapitalizm ile ihtiyaçların ve arzuların denetlenmesi arasında, politik ekonomi ile libidinal ekonomi arasında bağlantılar kurarlar. Aynı zamanda devletlerin arzuyu denetleme ve baskıcı patikalara yönlendirme yollarını tcorilcştirip sorunu merkezleştirici devlet makineleri ve göçebe savaş makineleri arasındaki mücadele çerçevesinde ortaya atarlar.
Faşizmin kanaati şu: İşçi ile işverici artık, birbirine zıt iki eleman ola­mazdı. Onların menfaatleri hususi menfaatler değil, millerin yüksek menfaa­tini teşkil eden istihsalin umumi menfaatidir. İşçi nasıl feda edilemez bir ele­mansa, kapitalist de o derece feda edilemez bir elemandır. İşçisiz kapitalist, kapitalistsiz işçi olmaz. Onun için birbirlerini tamamlayan bu iki elemanı, millerin umumi menfaati olan istihsal gayesinde yanyana getirerek barıştır­mak ve sosyal davayı bu suretle halletmek zaruridir. Bu işi ancak devlet yapabilir.
Sayfa 33 - Belge Yayınları, 1. baskı, 1991Kitabı okudu
Reklam
Engels 1883 tarihli bir mektubunda bu kavrama itirazını şöyle ifade eder: Anarşistler şeyleri baş aşağı koyuyorlar. Proletarya devriminin devletin siyasal organizasyonunu ortadan kaldırmakla başlaması gerektiğini söylüyorlar... Fakat böyle bir anda onu yok etmek, yalnızca muzaffer proletaryanın yeni fethettiği gücün otoritesini sayesinde
Sayfa 133 - pdfKitabı okudu
Nitekim Menderes döneminde radyo ABD emperyalizmini yaymakla, kapitalist hayat tarzını millete aşılamakla itham edilirken, 1965’ten sonra da komünizmin reklamını yapmakla ve anarşiyi kışkırtmakla suçlanmıştı. Bu yüzden radyo ve televizyon ülke ve devlet sorunu haline gelmişti. Tabii ki siyasilere göre bu işin suçlusu Genel Müdür’dü.
Başlık Yayın GrubuKitabı okudu
Sürekli Evrim ve Deney Okullarda genelde sert bir sükûnet hakimdir; her sömestrin bir öncekine benzediği, değişimin olmadığı, bedenlerin gergin çizelgelerin sabit olduğu yerlerdir. Nadiren bir olay patlak verip kaskati rutini bozsa da yetkililer kısa sürede bunları bastırır. Paideia bundan fevkalade farklıdır. Hareket her yerdedir: Sadece
Sayfa 142Kitabı okudu
Devlet; kapitalist ekonomiyi, özgür girişimciliği koruyan ve teşvik eden ama kendisi ekonomiyi hiçbir müdahalede bulunmayan bir bekçi işlevi gören bir hukuk devleti olmakla mı kalacaktır yoksa o; sosyal sorumluluk temel ilkesi doğrultusunda, eşitsizliklerin asgari indirilmesi amacıyla, ekonomiye ve toplum yaşamına müdahalelerde bulunan bir sosyal devlet mi olacaktır? Sorun, devletin egemenliğinin niteliği ve sınırları sorunu olarak da ortaya konulabilir.
Sayfa 21 - Hukuk Devletini Sosyal Devlet İçinde Düşünmek - Doğan ÖzlemKitabı okudu
43 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.