Fatih Sultan Mehmet'in sıbyan mekteplerinde öğretmenlik yapacaklar için koydurduğu derslerden biri de geometri ve astronomiydi. Avrupa'da matematiğin ders programlarına girişinin 1890 yılı olduğu düşünülürse Osmanlı eğitim öğretim programlarının ne kadar ileride olduğu görülecektir.
Sayfa 78
(Batı) hiçbir ilgisi olmadığı halde bir sanayi mamülünün yanına bir kadın resmi koyup reklamcılığa başladı. Bu arada erkeğin kadına karşı olan zaafını da istismar etti. Böylece HEM KADINI İFFETTEN UZAKLAŞTIRDI, HEM DE MALINI SATTI. Halkın mala olan ihtiyacı ile erkeğin kadına olan zaafını birleştirdi.
Reklam
İslam, hakları erkeklere, vazifeleri de kadınlara ayırmış değildir. Her iki cinsi de hak ve vazife sahibi yapmıştır.
Osmanlı medreselerinin, başlangıçta güçlü olmaları, iki sebeple açıklanabilir. Vakıflara bağlı olmaları ve bu bağlılıktan dolayı siyasî otoritenin kontrolünden uzak bulunmalarıdır. Bu dönemde devlet güçlü ve toplum istikrarlı olduğu için vakıflar da gerçek görevlerini yerine getiriyorlardı.
Müslümanlardan biri bir bela ve musibete uğrar da ‘innâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn’ (Biz, Allah’a aitiz ve tekrar O’na döneceğiz) der. Sonra da ‘Ey Allahım, uğradığım bu musibetin ecir ve mükafatını ihsan et. Beni, ondan daha hayırlısına nail et.’ derse Allah onun duasını kabul eder.” (İbn Hanbel, Müsned, IV, 278)
Sayfa 220Kitabı okudu
. Yıkardı Küh-ken âhıyle dağlar duymadı Şîrîn Acebdir gâh söz taşa geçer insana kâr etmez Dağ-kazıcı, yani Ferhad aşk yüzünden ettiği âhlarla dağlar yıkardı, ama -sevgilisi - Şîrîn, O’nu duymadı; ne gariptir ki, -Ferhad misâli - bazen söz taşa geçer de, insana hiç tesir etmez. .
Reklam
İstanbul'da kahveler ve kıraathâneler de bu câmi teşkilâtı ve ibadet yüzünden açılmıştır. Namaz vakitlerinden evvel camiye gelen ve fakat kapısını kapalı bulanlar, yahut iki namaz arasındaki vakti geçirmek isteyenlerin bir müddet oturması ve beklemesi için ilk önce her câminin yanında birer yer tahsis edilmiş ve hicretin X. (M. XVI) asrında Yemenden kahve gelince buralarda kahve içilmesi adet haline gelmiştir. Ve ondan dolayıdır ki adına kahvehâne denmiştir. Kahvelerde namaz vaktine kadar halkı oyalamak için bilhassa akşamla yatsı arasında Hamzanâme, Battalgazi vs. gibi halk kitapları okunurdu.
Aişe validemiz, kendisiyle oynadığı bebeklerinin bulunduğunu, bazen komşu olan arkadaşlarının da yanına geldiğini ve onlarla birlikte oynadıklarını anlatır. Peygamber'in ise bunlara engel olmaya ve onları yasaklamaya kalkışmadığını, aksine bu hususta kendilerine yardımcı olduğunu söyler. (Okuyucu Notu: Bebekleriyle oynayan bir çocuğu akşam yatağa almak nasıl bir düşüncedir?)
Sayfa 75 - Çamlıca YayınlarıKitabı okudu
İslâm, Müslümanların fethettiği topraklarda yaşayan hiçbir kimsenin zorla dine girmesine müsaade etmez.
236 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.