Kendi eliyle kendisini kaldırıp böyle bir durumun kucağına atmis, yabancı bir sonsuzlugun ortasındaki bir yalnızlığın icine savrulmuştu. Her sey onun kendi icinde büyümüş, kendi içinde dünyaya gözlerini açmıştı, yazgı onun kendi yüreğinde serpilip büyümüştü, suc ve başkaldırı kutsal gorevlerin bir kenara itilişi,uzay boşluğuna kendini fırlatıp atışı, kaçışı, yalnızlığa gömülüşü ve belki kendi canina kıyacak oluşu
Kendisini karısı ve çocuklarından ,işinden gücünden,şimdiye kadar yaşamını ve yurdunu oluşturmuş her seyden uzaklaştıran bir yoldaydı
Reklam
Evlilik yaşamını bir baştan bir başa gözleriyle kucakladı,yürüyüp geldiği yol ,sırtında ağır yüklerle bir adamın toz toprak içinde,tek başına sürüklene sürüklene teptigi uzun ,yorucu,ıssız bir caddeydi sanki
Ķim bilir,belki uzun süren uykusuzluk ve telâşlardan kaynaklanan bir durumdu bu,çünkî hayli zaman varki sinirleri bozuktu
Düşünmek istedigi seyi bir türlü düşenemiyordu,düşüncelerine söz geçiremiyor,düşünceleri canlarının istedigi yönde akıp gidiyordu,ozellikle de kendine eza ve cefa veren sorunlar çevresinde dönüp dolanıyor,onun karşı koymasını umursamıyorlardı
Önemli olan ne varsa ruhunda barındırıyordu insan, dışarıdan kimse ona el uzatamazdı. Yeter ki kendisiyle savaş durumunda olmasın, kendi kendisiyle sevgi ve güvene dayalı bir yaşam sürsün, üstesinden gelemeyeceği bir şey gösterilemezdi.
Reklam
978 öğeden 991 ile 978 arasındakiler gösteriliyor.