Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
''Varolanı kabullenmek ya da iktidarın sunduğu hazır de­ğişim paketini kucaklamak yerine, bambaşka bir dünya düş­lemek, herkesin eşit ve özgür olduğu bir dünyanın gerçekle­şebilirliğini, belki sabırsızca ve fazla iyimserce kanıtlamaya çalışmak enayilikmiş gibi.''
''Tarihi, yakın tarihi ve çok yakın tarihi, tez­lerine uyacak biçimde, dönemin simgelerinden günlük kur uygulaması gibi, her gün yeniden imal ettiler. İşlerine geldiği gibi oynadılar tarihle.''
Reklam
''Öylesine geniş bir "terö­rizm" çerçevesi çizip öyle bir anti-terör dalgası yaratmalı ki medya, aşırı ılımlı çizgiye çekilemeyen her tür radikal hare­kete "terörist" damgası vurulabilsin.''
''Devlet, sermaye çevreleri ve medya, aynı üretim süreci­nin parçaları olarak bir entegre tesis oluşturuyorlar işte. Or­tada, korunması gereken çıkarlar var ve bu çıkarları paylaş­mayanlar toplumda çoğunluğu oluşturuyor.''
''İnsanlar yine kendi seslerine sahip değil. Birileri, hayatı onların yerine seslendiriyor ve "Bakın, bu sizin sesiniz" yut­turmacası iyi işliyor. Toplumun sesi bile bir imaj yalnızca.
Sonraları özgün müziğe "müzikal cevap" da verildi ama cevap yine Unkapanı'ndan geldi: Kentli orta sınıfların, yarı aydınların ve "maksat rap olsun" diyenlerin kaseti Vitamin.. Kent değerlerine ısınıp " Aman bizi kıro sanmasınlar" derdine düşenler için, "İstanbul mahvoldu, her yana magandalar doldu" şikayetlerine bir de çiğköfte espirisi ekleyince aydın olduklarını zannedenler için, ikinci ligde mücadele eden uçuklar için birebirdi bu kaset
Reklam
Yalan Yıllar
"Gerçi Münevver için yazdığı doğum günü şiiridir Nazım'ın ama yeni yıla da uyar: Yapraklara dallara / yeşillere allara / Nice nice yıllara gülüm, nice nice yıllara..."
"Manhattan'la Queens arasındaki ucuz otele yakın, sefil barlar vardı. ... Bir gece yaşlı bir adam geldi yanıma. Kısa boylu, şişman sevimli biri. İki haftadır görüyordum onu otelde. Adının Glenn olduğunu biliyordum. Hiç konuşmuşluğumuz yoktu. Muhabbetimiz de konuşarak başlamadı zaten. Kolundaki dövmelerden birini gösterdi. Baktım, bir şey anlayamadım. Hayli başarısız bir dövmeydi. Bıyıklı bir adam suratı çizilmeye çalışılmıştı. Başımı kaldırdım, gözlerimle "Eeee?" diye sordum. Bıyıklı adam dövmesinin altındaki yazıyı gösterdi. Dikkat etmemiştim. Etseydim "Eeee?" diye bakmazdım. "Aaaa, bu ne yaaaa!" diye bakardım. İki kısa kelimeden oluşan bir yazıydı. "Ümite Besen"...
"Canım sıkılıyor, sen bu can sıkıntısını da bilmezsin! Bu korkunç bir şey, işsiz kalmak, yapacak işi olmamak..."
493 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.