Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Toplum çok kötü bir haldeydi, çünkü delirmişti. Medeni toplum delidir. İki büyük deliliği de para ve sözde aşktır; para daha önceliklidir.
Sayfa 160
Bir kadın ya hayatını yaşar ya da hiç yaşamadığı bir hayattan dolayı pişmanlık duyar.
Sayfa 127
Reklam
... Şaklaban olmak, sütü bozuk olmaktan daha aşağılayıcı bir durumdur.
Sayfa 126
Yaşlıydı, yirmi yedi yaşında yaşlıydı, bedeninde en ufak bir pırıltı ve ışık kalmamıştı. Yok saya saya, inkar ede ede yaşlanmıştı...
Sayfa 123
Bir tutukevi parmaklığını parçalamak, yaşamın keşfedilmemiş kapılarını açmaktan çok daha kolaydır.
Reklam
Bedeni öldürmeyen bir yara alınca, hassas ruhlar bir iyileşme gösterir, beden gibi. Ne var ki, görünürde kalan ve gerçekte yeniden edinilmiş alışkanlığın bir mekanizmasıdır yalnızca işlemekte olan. Ruhun yarası ise zamanla, korkunç, gitgide daha da kötüleşen içler acısı bir çürük gibi kendini yavaş yavaş belli eder. Büyür, büyür, sonunda bütün ruhu kaplar. İnsan iyileşip unuttuğunu sandığı bir anda ise, ortaya çıkan geç sonuçlarının altından kalkmak hiç de kolay değildir.
Lady Chatterley'in Sevgilisi
Yaşamın kimi öyle nimetleri var ki -yazın, roman ve şiir ve genel olarak sanat da bu nimetlerin en güzellerinden- onların tastamam beğenisine ulaşmak, tadına varmak için deneyimler birikimi, yani yaşlanmak gerekiyor. Suyun tadını bile gençliğimden daha çok alıyorum şimdi. Cinsel ilişki gençliğimde salt bir boşalımdı; yaşlandıkça yaşamı yaşam yapan bütün herşeyin tadına daha çok varılabiliyor. Yoksa tat herşey biterken mi başlıyor? Belki de... Güç azalıp istek artınca mı? Belki de... Yiterken mi değerini anlıyoruz yaşamın, herşey gibi? Belki de... Ama bunları, özellikle cinsel istekteki dokunuyu, değiniyi D. H. Lawrence gençken, kırk yaşında anlamış.
ben.xd
Kendini öyle tembel, öyle tembel, öyle tembel hissediyordu ki...
Sayfa 110 - pdfKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.