Son alıntı her şeyi açıklıyor!
Eğer seçmek gerekseydi, inançsızlığa saldırıları engellemek, dine saldırıları engellemekten çok daha gerekli olurdu. Yine de kanunların ve yetkililerin, ikisini de engellemekle uğraşmaması ve her halükarda kararın, tekil durumların koşullarına bakılarak verilmesi gerektiği açıktır. Tartışmanın hangi tarafında olursa olsun, davranışlarında dürüstlük eksikliği, kötü niyet, ön yargı ya da tahammülsüzlük görülen herkes kınanmasıdır; ama bu suçlara, kişinin hangi tarafı tuttuğuna bakılarak karar verilmemelidir, bizim tuttuğumuz tarafta olmasa bile.
Doğrunun parçaları arasındaki şiddetli çatışma değil, doğrunun yarısını sessizce bastırılmasıdır asıl korkunç kötülük.
Reklam
Eğer Hıristiyanlar, inançsızlara Hıristiyanlığa karşı adil davranmayı öğretmek istiyorsa, onlar da inançsızlığa karşı adil olmalıdır. Edebiyat tarihi ile en sıradan ilişkisi olanların bile bildiği gibi, en soylu ve en değerli ahlaki öğreti Hıristiyan inancını bilmeyenlerden değil, bilipte reddedenlerden gelmiştir, bu gerçeğin unutulmasının doğruya hiçbir yararı olmaz.
Hristiyan ahlakı denen ama aslında teolojik ahlak denmesi gereken şey, İsa’nın ya da havarilerinin eseri değildir, çok daha sonraki bir dönemde ortaya çıkmıştır, ilk beş yüzyılın Katolik kilisesi tarafından aşama aşama kurulmuştur ve her ne kadar çağdaşlar ve protestanlar tarafından örtük bir şekilde kabul ediliyorsa da onlar tarafından bekleneceğinden az bir oranda değiştirilmiştir.
Kuşaktan kuşağa aktarılan bir inanç haline geldiğinde, etkin değil edilgen bir şekilde edinildiğinde-zihin ilk başta olduğu gibi, inancın ona sunduğu sorular karşısında yaşamsal güçlerini kullanmaz olduğunda, formüller dışında o inanca dair her şeyi unutma, başkasının sözüne güvenerek kabul etmek bilinçli bir anlayışı ya da kişisel deneyimle sınamayı gereksiz kılıyormuş gibi onu donuk ve soğuk bir şekilde kabullenme eğilimi gittikçe artar; sonunda inanç, kişinin iç yaşamıyla neredeyse hiçbir bağlantı kuramaz hale gelir.
Davanın yalnızca kendi tarafını bilen, davayı pek az biliyor demektir. Gerekçeleri iyi olabilir, kimse de onların yanlışlığını göstermemiş olabilir. Ama eğer o da karşı tarafın gerçeklerinin yanlışlığına aynı şekilde gösteremiyorsa; hatta onların ne olduğunu bile bilmiyorsa, iki görüşten herhangi birinin seçmesi için yeterli nedeni yoktur.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.