Mevlânâ "neyin perdeleri” sembolünün, "şekil-sûret” îtibârını kullanmış ve "ney”i "ressam”a benzetmiştir:
A güzel sesli ney, gönüller almadasın, hoşsun güzelsin; sıcak sıcak nefesler vermedesin, soğuk havaları silip süpürmedesin
İçinde ne boğum var, ne bir şey, bomboş, dertlere düşmüş perişan olmuş gönülden candan, derdi, elemi almada, onları da kendine döndürmedesin
Herkesin sevgilisine uygun bir resimdir yapıyorsun; okuma-yazma bilmiyorsun amma iç yüzde bir ressamsın sen âdetâ
Ey tüm gerçeklerin şekli, sûreti, hangi perdedesin sen? Neyin nağmeleri arasından bir baş göster, şekerler gibisin çünkü.³⁰⁴
Şârihler, "ney” ile sembolize edilen "kâmil insan”ın yetiştiriciliği, nâkıs insanı kemâle erdiriciliği üzerinde durmuşlarsa da "ney” sembolünü "ressam” sıfatıyla kullanmamışlardır.
304 Mevlana, Divan, II, 446