Kız çimenlere oturmuş kitap okuyordu, o da üç metre ileride çimenlere oturmuş kitabın eşini okuyordu; ikisi de Muhteşem Gatsby’ nin ciltsiz karton kapaklı baskılarıydı.
Türkiye kendi "hafızasını" geçmişini kaybetti
Öyle reformlar vardır ki içinden bir milletin bilgeliği ortaya çıkarken, diğer taraftan ihanetlerin en büyüğünü barındıranlar da vardır. Yakın tarihimizde Japonya ve Türkiye örnekleri bu hususta klasik durum arz ederler. XIX. asrın sonu ve XX. asrın başında bu iki ülke benzer ve kıyaslanabilir durum arz ediyorlardı. İkisi de eski imparatorluk,
Reklam
19. yüzyıla ait bir efsaneye göre, Gerçek ve Yalan bir gün karşıla- şırlar. Yalan, Gerçek'e: "Bugün muhteşem bir gün!" der. Gerçek, gökyüzüne bakıp iç çeker, çünkü gün gerçekten de çok güzeldir. Birlikte biraz zaman geçirirler. Derken bir kuyuya varırlar. Yalan, Gerçek'e: "Su çok güzel, haydi birlikte yıkanalım" der. Gerçek biraz şüphelidir; suyu kontrol eder ve gerçekten de çok güzel ol- duğunu fark eder. Bunun üzerine ikisi de kıyafetlerini çıkartıp yıkanmaya başlarlar. Aniden, Yalan sudan çıkar, Gerçek'in kıya- fetlerini giyer ve hızla kaçar. Gerçek, kuyudan çıkar; elbiselerini bulamayınca bir hayli öfkelenir. Yalan'ı bulmak ve elbiselerini geri almak için her yere koşar. Bu sırada Gerçek'i çıplak biçimde ora- dan oraya koşarken gören Dünya, bakışlarını küçümseme ve öfke ile geri çevirir ve onu görmek istemez. Zavallı Gerçek, çaresizlik içinde kuyuya geri döner. Artık sonsuza dek saklanacak ve ortadan kaybolacaktır çünkü çıplaklığından çok utanmaktadır. Yalan ise o gün bugündür dünyayı dolaşmakta, Ger- çek gibi giyinip toplumun ihtiyaçlarına karşılık vermektedir. Çün- kü Dünya, hiçbir şekilde Çıplak Gerçek ile karşılaşmak istemez.
Muhterem Mahmud Efendi şunları naklediyor: "Ali Haydar Efendi (rahimehullah), 'Kuşkusuz sizin için hayvanlarda da büyük bir ibret vardır. Zira, size onların karınlarındaki işkembe ile kan arasından (gelen), içenlerin boğazından kolayca geçen halis bir süt içiriyoruz. ayetini çok okurdu. Fakat biz ayetin ancak lügat manasını anlayabilirdik. İşari tefsirini anlayabilmek için daha çok yıllar lazımdı. Ali Haydar Efendi (rahimehullah) ayet-i kerimeyi şöyle tefsir etmişti: 'Bakın! Cenâb-ı Hakk posa ile kan arasından saf süt çıkarıyor. İkisi arasında kudreti ilâhîden perde vardır. Bu yüzden biri diğerine karışmıyor. Mevla Teâlâ buyuruyor ki; 'Ben nasıl size posa ile kan arasından saf süt çıkarıyorsam, siz de posa makamında olan nefis ile, kan makamında olan şeytan arasından halis ibadet çıkarın?
Kitaplarla müzik birbirine benzemiyor mu sence? İkisi de insanın yaşamına erdem, cesaret ve iyilik katan muhteşem unsurlardır...
Kitaplarla müzik birbirine benzemiyor mu sence? İkisi de insanın yaşamına erdem, cesaret ve iyilik katan muhte­şem unsurlardır. İnsanın kendini rahatlatmak, cesaretlen­dirmek için yarattığı çok özel gereçler bunlar.
Sayfa 81
Reklam
743 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.