İnsanların yüzleri kent merkezindeki binaların, büyük otellerin ön cepheleri gibiydi: boş ve beyhude
Sayfa 127Kitabı okudu
Anka Tiyatrosuna bir bomba atmışlardı. Otuz ölü var demişti radyo, sonra da altmış ölü; ama onu hiddetlendiren ölümler değildi. Şanslarını denemişlerdi, bir iç savaşın ortasında bir oyun seyretmeye gitmişlerdi, şanslarını denemiş ve kaybetmişlerdi.
Sayfa 128Kitabı okudu
Reklam
Bunlar ((yasaları değiştir(e)meyenler)) hakkında ne diyebilirim, onların da gün ışığında durduklarından, ama güneşe sırtlarını çekvirdeklerinden başka? Sadece kendi gölgelerini görüyorlar ve gölgeleri de yasaları. Onlar için güneş gölgeyi yaratandan başka ne ki? Yasaları kabul etmek de, toprağa düşen gölgelerinin izini eğip biçmekten başka ne ki? Fakat siz yüzlerini güneşe dönerek yürüyenler, toprağa çizili hangi imge sizi yolunuzdan alıkoyabilir? Siz rüzgârla yolculuk edenler, rotanızı çizebilecek rüzgârgülü var mıdır? Boyunduruğunuzu kırarsanız kimsenin hücresinin kapısına ilişmeden, hangi insan yasası sizi bağlayabilir? Dans ederseniz kimsenin prangalarına takılmadan, çekinmeniz gereken bir yasa olabilir mi? Giysinizi yırtıp atar ama kimsenin yolu üzerine bırakmazsanız kim yargılayabilir sizi? Orphalase halkı, davulun sesini boğabilir, lirin tellerini gevşetebilirsiniz ama tarlakuşuna şakımamasını kim buyurabilir?
Sayfa 25
Sağlıklı insanların sanatçı olmak için vakti yoktu.
Sayfa 150Kitabı okudu
Genç Kadınlar kıkırdardı; Orta Yaşlı Kadınlar gülerdi.
Sayfa 171 - Ayrıntı, e-kitapKitabı okudu
Schrödinger'in kedisi
Hala hüzünlüyüm. Bunun benim bir parçam olmasından korkuyorum, ayaklarım, belim ya da gözlerim gibi yada belki kendi benliğim: çünkü bundan başka bir benliğim, daha öte birşeyim, hüznün sınırları dışında olan birşeyim yokmuş gibi geliyor. Yine de ne için hüzünlendiği mi bilmiyorum.
Sayfa 50 - Ayrıntı
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.