Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bazen gezinirim ve metrolarda insanları dinlerim. Ya da büfelerde dinlerim ve biliyor musun neyi?” “Neyi?” “İnsanlar hiçbir şey konuşmuyorlar.” “Hayır, konuşmaları gerek! ” “Hayır, hiçbir şey konuşmuyorlar. Çoğunlukla, arabaların, elbiselerin ve yüzme havuzlarının isimlerini sayıyorlar ve ne kadar harika olduklarını söylüyorlar. Hiç kimse diğerlerinden farklı bir şey söylemiyor. Çoğu zaman kafelerde, şaka makineleriyle oynarlar ve çoğunlukla aynı şakalardır ya da müzikli duvarın ışıkları yanar ve tüm renkli şekiller aşağı yukarı iner çıkar, fakat sadece renkler, soyut hepsi. Müzelerde hiç bulundun mu? Hepsi soyut. İşte, şimdi olanlar bunlar.
İnsanlar hiçbir şey konuşmuyorlar. Çoğunlukla, arabaların, elbiselerin ve yüzme havuzlarının isimlerini sayıyorlar ve ne kadar harika olduklarını söylüyorlar. Hiç kimse diğerlerinden farklı bir şey söylemiyor. Çoğu zaman kafelerde, şaka makinalarıyla oynarlar ve çoğunlukla aynı şakalardır, ya da müzikli duvarın ışıkları yanar ve tüm renkli şekiller aşağı yukarı iner çıkar, fakat sadece renkler soyut hepsi bu.
Sayfa 59 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Reklam
kelimeler bir anda anlamsızlaşmış, bütün renkler değişmiştir, şekiller hep bir olmuş, gökyüzü adeta hamamın tavanı haline gelmiş; kısa, siyah, ağır, çirkin ve boğucu, ışıkların hiç birisi yanmıyor; soğuk, ölü ve donuk bir beyazlık var; ama ışık değil. tatlar da gitmiş, kokular kaybolmuş ve yüzler... ah bu yüzler! en yakınları, yakınlığın en büyük ve okunaklı yazısını silmiştir, adeta herkesi ilk defa görüyorum, görmek istemiyorum, her muhabbet ve ünsiyet, benim boğuculuğumu daha da bir ağırlaştırıyor... her şey, herkes öldü; ama cenazelerini omuzlarımda taşımam gerekir, bu iş gücümü tüketmiş, beni zavallı bir hale düşürmüştür, çok acı çekiyorum. adeta her şeyin sonuna geldim, yokluk sınırına birkaç adım kaldı. biliyorum, arkamda hiçbir şey ve hiç kimse yok, dünyaya yüzümü döndürecek hiçbir görüşme kuruntusu içinde değilim. bu dünyada birçok renk, insan, kitap, yer gördüm, okudum, gittim ve şu anda büyük bir fuara gidip he yeri gezen, her şeyi gören ve şimdi de geri dönen adamı andırıyorum... ama nereye döneceğimi bilemiyorum, beni korkutan da budur.
Sayfa 450
Tin Win her bir yaprağın, önündeki zemine hafifçe düşüşünü işitti. Yapraklar daha havada süzülürken bile iki tanesinin sesinin birbirine benzemediğini keşfetti. Vızıltılar, üflemeler, açıklamalar, ciklemeler, şarıldamalar ve gürlemeler duydu. Yavaş yavaş, gözünü korkutan bir şeyin farkına vardı: Acaba şekiller ve renkler dünyasının paralwli olan bir sesler, gürültüler ve tonlamalar dünyası mı vardı? Her an etrafımızda olan ama çoğunlukla ulaşamadığımız gizli bir duyu dünyasında mı yaşıyorduk. Bu dünya acaba görünen dünyadan daha heyecan verici ve gizemli olabilir miydi?
Sayfa 113Kitabı okudu
Geri122
225 öğeden 221 ile 225 arasındakiler gösteriliyor.