Aklın denetleyemediği çıkarcı zekâ, keskin olduğu oranda tehlikelidir.
Başarı, kişiliğin ne kadar süslenip nasıl satıldığına bağlı olduğu için, bireyler kendilerini bir eşya, bir mal olarak, daha doğrusu hem satılan mal ve hem de alıcı olarak görmektedirler. Artık insanlar kendi yaşamları ve mutlulukları için değil, en iyi biçimde satılabilmek için uğraşır olmuşlardır.
Reklam
Bir görevi yerine getirmek için yetenek ve istek yeterli olmamaktadır. Başarıya ulaşabilmek, başkalarıyla mücadeleye girip, kişiliğini onlardan daha iyi tanıtıp, sunabilmeye bağlı kaldığı sürece, kişiler bu türlü davranmak zorunda bırakılmış olmaktadırlar.
Günümüz insanı yine de sevgiye inanıyor gibi görünmekle, tümden sevgisiz olmaktan duyulabilecek büyük acıyı biraz olsun bastırmayı başarmaktadır.
Hiç böyle bir acı yaşamamıştım, hiç bundan derin bir acı duyma- mıştım. Bedenimi erkeklere satmanın acısı çok daha azdı. O acı gerçek değil, düşseldi. Bir fahişe olarak kendim değildim; içimde hiçbir duygu uyanmıyordu. Duygularım gerçekten içten değildi. O zamanlar hiçbir şey beni tanıyınca insan olduğumu hissetmeye başlamıştım. Fahişeyken
Toplumun sosyo-ekonomik yapısı, bireylerin sosyal karakterlerini öylesine biçimler ki, kişiler toplum gereçleri doğrultusunda yapmak zorunda oldukları şeyleri, gerçekten de yapmak istediklerini sanmaya başlarlar.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.