Yaşasın sanat, yaşasın edebiyat ve yaşasın Sinekli Bakkal'dan Türkün Ateşle İmtihanı'na kadar bütün merak yolları!
Sayfa 140 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Kısa bir zaman sonra Dua tepe ele geçirilmişti. Dua tepe üzerinde bir tek Türk askerinin, güneşin altında, elinde bayrakla ayakta durduğunu gördüm, İşte o an, Türk’ün makus talihinin artık değiştiğini hissettim.” Türk istiklal ve hürriyetinin, Türk ordusunun namus ve şeref sembolü 38’inci Alayın ay yıldızlı sancağı Dua Tepe’de dalgalanıyordu ve artık vatanda tek Türk yaşadıkça; Türk Bayrağı Dua Tepe’de ve nicelerinde dalgalanacaktı. Söylendiği gibi, Sakarya bir dönemeçti, Hem de büyük bir dönemeç.Dua Tepe’den itibaren düşmanın Ege Denizi’ne dökülünceye kadar kovalandığı, sonu aydınlık bir sürecin başlangıç noktası idi.
Reklam
Benim Sultan Ahmed Mitingi’ndeki karanlık günlerde gösterdiğim iman gerçekleşiyordu. Bu zaferi, halkın iradesi yaratmıştı. Erzurum’dan İzmir’e kadar kanlarını akıtarak yürüyen halk; köylüler, kadınlar, erkekler ve çocuklar nihayet memleketi bu zafere eriştiriyorlardı. Türk’ün hayatının geleceği hep onlara bağlıydı. Bu zaferi, görünmeyen, bu isimsiz halk nihayet yaratabilmişti.
Sayfa 268 - Özgür YayınlarıKitabı okudu
Türk’ün Ateşle İmtihanı
“Türkler her türlü haksızlığı, hatta fenalığı affedebilirler fakat onurlarına dokunulduğunda zaman mesele bütün bütün değişir.”
Sayfa 20 - Can yayınlarıKitabı okudu
... Her insanın yüzünde, karşısındakini nasıl öldüreceğini düşünen bir maske var. Bana öyle geldi ki bu düşünce, ebedi insan öldürme içgüdüsünü hissettiriyor. Öldürme içgüdüsü olmayanlarsa, insan cinsine daima yabancıydılar. Yüzleri insan, dilleri insan olabilir, ama kendileri bambaşka bir cinstendir. İçimden bir ses, bu cinsten ayrılmak kurtulmak istiyordu. İçimdeki öfke değil, kin değil, insanlıktan tiksintiydi.
Sayfa 234Kitabı okudu
Benim ve herkesin Mustafa Kemal Paşa hakkındaki fikrimiz bu devrede şöyle ifade edilebilir: Çanakkale’de Anafartalar kahramanı, Padişah’ın Yâveri ve harikulâde bir zekâ ve ihtirası olan bir insan diye tanınıyordu. Ben kendisini birkaç defa Babıâli’de görmüştüm. Şahsiyeti ve iradesi, inkâr edilemeyecek bir görünüşü vardı. Doğu Anadolu’ya, oradaki kuvvetleri yatıştırmaya gönderdiklerini işittiğim zaman ihtirası hakkındaki fikirlere hiç inanmadım. Türk’ün istiklâlini koruyacak bir vaziyet aldıktan sonra, Türk milletinin kendisine en büyük mevkii vereceğini tabiî görüyordum.
Can Yayınları E-Kitap 1. Sürüm Ocak, 2014, İstanbul( 2013, 8. Basım dikkate alınarak hazırlanmıştır) pdfKitabı okudu
Reklam
78 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.