BENİMSİN!
Gün yeni doğanındır,
Kül sönmüş ocakların.
Kılıç kahramanındır,
Köpek de sokakların.
Gündüz kelebeklerin
Gece yıldızlarındır.
Ölüler böceklerin,
Azap günahkârındır.
Sen de benimsin benim.
Ne olursan ol, kadın; şeytan, canavar, baykuş.
Yok kurtuluş elimden, elimden yok kurtuluş!
Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk, o heyecan ?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan ..
Gölde bir yolcu gibi yalnızlığım içinde
Kavrulup gidiyorum.
Serseri bir rüzgâr gibi hep ganimet peşinde
Savrulup gidiyorum.
Serçe kadar pervasız, bir günden ötekine
Atlayıp gidiyorum.
Bütün kumaşlarını açtığım gibi yine
Katlayıp gidiyorum.
Bir kış güneşi gibi ben keyfimin esiri
Görünüp gidiyorum.
Ne belli bir yerim var, ne de sevdiğim biri
Sürünüp gidiyorum.
DESEM Kİ...
Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
Sende tattım yemişlerin cümlesini.
Desem ki sen benim için,
Hava kadar
Hazreti Hüseyin'in Kerbelası,
Kasvet günler, uykusuz geceler,
Yıllardır uzattığım bu tası
Yıllardır boş döndüren çeşmeler.
Bahsetmeyin bana yoluculuktan,
Elime ne geçti bu boşluktan,
Tarlalar yanıyor susuzluktan;
Çöllerden usandı pencereler.
Ve sen, ey yıllardır çaldığım saz,
Sen bile oldun beni avutmaz.
Ölmek, olacak o başka bir haz!
Olmak suda açan o nilüfer!