Bedensel farkındalık aynı zamanda zaman algınızı da değiştirir. Travma, çaresiz bir korku durumunda sonsuza dek sıkışmışsınız gibi hissetmenize neden olmaktadır. Yogada, duyularınızın zirveye çıktığını ve sonra düşüşe geçtiğini öğrenirsiniz.
Ölüm sadece öncesinde yaşayanın değil, kalanların hayatını da değiştiriyor. Ebeveyn kaybı küçük yaşta olduğunda travma ama daha ileriki yaşta olduğunda, artık travmalarının müsebbibi olduğunu bildiğin insanlardan biri de öldüğünde neye dönüşür?
Hem yasının hem de "özgürlüğün"ün başlangıcı olabilir mi ölüm?
Bu bir utanç mıdır aynı zamanda?
Alkolün kötüye kullanımı kişileri dikkatsiz yapar ve yeniden travma yaşama ihtimallerini arttırır (saldırı sırasında sarhoş olmak TSSB belirtileri geliştirme ihtimallerini azaltsa da).
TSSB ve madde kullanımı arasında döngüsel bir ilişki vardır. Uyusturucu ve alkol, travma belirtilerinin geçici bir şekilde rahatlamasını sağlasada, bunlardan kaçınmak, aşırı uyarılmışlığı arttırarak kabuslara, geri dönüşlere ve sinirliliğe neden olur. Bu kötü döngüyü sona erdirmenin iki yolu vardır: EMDR gibi yöntemlerle TSSB belirtilerini çözmek ya da TSSB ve uyuşturucu ya da alkolden kaçınmanın da bir aşırı uyarılmışlığı tedavi etmek.
Travma yaşayan kişiler, çatışmalardan korkarlar. Kontrollerini kaybetmek ve yine kaybeden olmaktan çekinirler. Çatışma, tiyatronun merkezini oluşturmaktadır; içsel çatışmalar, sosyal çatışmalar ve bunların sonuçları. Travma, unutmaya çalışmak, ne kadar korktuğunu, öfkelendiğini ya da çaresiz olduğunu gizlemek ile ilgilidir. Tiyatro, gerçeğe ulaşma biçimleri ve bu derin gerçeklikleri izleyiciye aktarma biçimleriyle ilgilidir. Bunun için de kendi gerçekliğinizi bulmak için engelleri kaldırarak, sahnede kendi sesiniz ve bedeninizle ortaya çıkarabileceğiniz içsel deneyimlerinizi keşfetmeniz ve incelemeniz gereklidir.
Disosiyasyon travmanın özüdür. Ezici deneyim parçalara ayrılmıştır, böylece duygular, sesler, imgeler, düşünceler ve travma ile ilgili fiziksel duyumlar, kendi yaşamlarını sürdürür. Anıya ait duyusal parçalar şimdiki ana istemsizce girer, bedenin kendini korumak için salgıladığı stres hormonları döngüsü devam eder ve savunmaya dönüş hareketler ve duygusal tepkiler yenilenir.
Kaçma şansına rağmen travma yaşayan hayvanlar ya da insanlar özgürlük yolunda bir adım atmıyordu.