Muaviye
Hz. Ali'nin bir Harici tarafından şehit edilmesi ve Hz. Hasan'ın da hilâfetten vazgeçmesi üzerine Temmuz 661'den itibaren (âmü'l-cemâa: birlik yılı), İslâm dünyasının tamamını hakimiyeti altında birleştiren Muâviye, Emevi Devleti'nin kurucusu ve Emevilerin ilk halifesi olarak kabul edilmiştir.
Bayramilik
8'inci asır sonlarında Ankara'nın Çubuk kazasının Solfasol kasabasında do- ğan Hacı Bayram-ı Veli tarafından kurulmuştur. Babası Koyunluca Ahmed adında bir köylü olup, kendileri Ankara'da Melike Hatun medresesinde müderrislik yap- mışlardır. Bir müddet sonra müderrisliği bırakarak Kayseri'ye Şeyh Hüsâmeddin Aksarayî'nin yanına gitti. Şeyh Hüsameddin aslen Kayseri'li olup, bir müddet Bursa'da ekmek satarak geçimini temin etmiş; Şemseddin Fenârî tarafından hi- maye görmüş bir zât idi. Sonra Aksaray'da Erdebilli Şeyh Hoca Ali'ye bağlanarak ziraatla uğraştı. Müritlerini, ziraata teşvik ederek en helâl lokmanın ordan kazanılacağını söylediği rivâyet olunur.
Şeyh Hüsâmeddin'e intisap eden Hacı Bayram, mânevî ilimleri de yüklenmiş olarak Ankara'ya döndü ve irşad vazifesine başladı. Telkîn ve tedrisleri etraflarında geniş bir muhibler halkası toplanmasını temin etti. Bu muhib ve müridler halkasının çokluğu Osmanlı Devlet Reisi Murad Hân Gâzî'nin dikkatını çekerek, Edirne'ye dâvet edildi. Sultan Murad-ı Sâni ile görüştükten sonra Devlet tarafın- dan takdir ve teşvik gördü. 837 H.'de irtihâl etti.
Bayram-ı Velî'nin ilim ve irfan muhitinde yetişen Yazıcı-zâde Şeyh Mehmed ve Ahmed efendiler, Anadolu halkının hâlâ okuduğu ve feyz aldığı Muhammedîye ve Ahmedîye (Envârü'l-Aşıkîn) adlı kitapları yazdılar.
Sayfa 555 - Müritlerini, ziraata teşvik ederek en helâl lokmanın ordan kazanılacağını söylediği rivâyet olunur.
Din ve devlet ilişkisi de aynı çerçevede ele alınabilir. Din ve devlet kalp ve vücut gibidir. Din, devletin kalbidir, ruhudur; vücudu çalıştırır. Vücut, kalbi korur. Dinsiz devlet, vicdansız devlet demektir. Hz. Ali, "Devletin dini adalettir," der. Zaten devletin dinsiz olması görülmüş bir şey değildir. Dinlere karşı eşit mesafede olduğunu söyleyen devletler, dinleşmiş ideolojilerin boyunduruğundadır. Laiklik dininin laik rahipleri, bekçileri olduklarını iddia ettikleri devleti tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar "dinin" gölgesinde yönetmişlerdir.
Sayfa 198Kitabı okudu
Haricilerin "Hüküm ancak Allah'a aittir," ayetinden yola çıkarak bozgunculuk çıkarmaları, Kur'an'ı iç bütünlüğüne dikkat edilmeden, indiği dönemdeki metin dışı unsurlardan bağımsız olarak okumanın tarihteki en içler acısı örneğidir. Nitekim Hz. Ali bu hadise karşısında, "Hak sözle batıl anlam kastediliyor," şeklinde mukabelede bulunmuştur.
Sayfa 152Kitabı okudu
Allah azap etmek istediği kulun aklına tövbe istiğfarı getirmez. (Ali b. Ebu Talib [r.a.])
Sayfa 71Kitabı okudu
Bazıları Allah'a korkudan ibadet / kulluk (teabbüd) eder. Bu kölelerin ibadetidir. Bazıları O'ndan bir şeyler istemek için ibadet eder. Bu tüccarın ibadetidir. Bazıları da şükür ifadesi olarak Allaha ibadet eder. İşte bu hürriyete kavuşanların ibadetidir. (Ali b. Hüseyin)
Sayfa 23Kitabı okudu
Hz.İsâ (as) şöyle demiştir:
"Düşük bir adamın bayağı bir sözüne katlanana on iyilik yazılır."
Hz.Ali de (ra) şöyle demiştir:
"Düşük bir adamın çirkin bir sözünü duyduğunda,cevap verme;çünkü onun yanında senin yerine cevap verecek kardeşler (yazıcı melekler) vardır."
Namaz Kılındıktan Sonra Okunan Dualar
"Allâhümme ente's-selâmü ve minke's-selâm, tebârekte ya ze'l-celali ve'l-ikram "
(Allahım! Sen her türlü noksanlıklardan berisin Selamet ancak sendendir Ey ululuk ve ikram sahibi!")
"Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve ala ali seyyidinâ Muhammed"
( "Allahım! Efendimiz Hz Muhammed'in şeref ve mertebesini yücelt.")
"Sübhânellâhi ve'l-hamdü lillâhi ve lâ ilâhe illellâhü ve'l-lâhü ekber ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhi'l-alıyyi'l-azim"
("Şanı yüce Allah'ı tesbih ve tenzih ederim O bütün noksanlıklardan uzaktır. Hamd Allah'a mahsustur Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur. Allah en büyüktür. Emirlerine uymak, yasaklardan sakınmak için gereken güç ve kuvvet Allah'tandır.)
"Lâ ilâhe illellâhü vahdehû lâ şerike leh, lehü'l-mülkü ve lehü'l- hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadîr"
("Kendisinden başka hiçbir ilah bulunmayan Allah bir tektir, eşi ve ortağı yoktur. Hükümranlık O'nundur Hamd ve sena, O'na mahsustur O'nun her şeye gücü yeter")
Sayfa 162Kitabı okudu
