Nazım'ın izlerinde ilk günkü SEVGİYİ ve VEFAYI bulduk. Rusya'ya gidip de gittiği her yere sevgi, dostluk ve vefanın tohumlarını saçan Nazım'ın izlerine rastlamamak, bu izlere rastlayınca da anılarını yaşatmamak mümkün değil büyük ustanın. Oluşturdukları yurtdışı inşaat şirketi çalışmaları için Rusya'ya giden üç Çanakkaleli, Tamer İlhan, Metin Ural ve Işık Narler de aynen öyle yaptılar. Perm eyaleti yöresindeki Votkins ilçesinde Nazım'ın izlerini buldular ve anılarını tazelediler. Nazım Hikmet'in sevgilisi Galina Grigoriyana (Güllü Hanım) tüm sevgisiyle karşıladı konuklarını. Kendi elleriyle yaptığı şarabını sundu Nazım Hikmet'i seven insanlara. Onlar Nazım Hikmet'i sevdikleri için çok değerliydiler. Galina Grigoriyana Troy, Çanakkale, S.2 Şubat 2005
Nazım Hikmet’e, okuduğu Kızıl Üniversitede her şeyden önce enternasyonalist olması gerektiği öğretilmişti. O da bu gerekçe gereği hareket etti ve bundan sonra milliyet, din, dini ahlak, töre... Gibi değerlerin, kendi inançsızlıklarına göre burjuva inancı olmaları dolayısıyla, Nazım Hikmet’in zaten memleket ve millet şiirleri yazması mümkün
Reklam
1930’lu yıllarda, yani komünistliği devrinde Almanya’da ki eko-nomik krizi dile getiren “yır” cinsi bir şiir müsveddesinde şöyle diyordu: Ey meşin ceketli komünist Koltuğundaki cüzdanı Sırtına asker çantası yap Saklı yarısını yediğin ekmeğin Berlin amelesine...
"Fener Rum Patrikliği'ne bağlı, Osmanlı yurttaşı bir "din adamı(!)" olan İzmir Metropoliti Hrisostomos, bunca vahşetin yaşandığı İzmir işgalini, kilisede yaptığı, daha sonra bildiri olarak dağıtılan konuşmasında şöyle kutsuyordu: "Bugün sizleri, muhteşem ve ilahi bir törene davet ettik. Bu öyle bir törendir ki, milletler uzun yüzyıllar boyunca, ancak bir kez gerçekleştirme şansına sahip olabilirler. Huşu ve saygıyla eğiliniz, ama başlarınızı dik tutunuz. Kardeşler, beklenen an gelmiştir. Yüzyıllık arzular yerine gelmektedir. Olağanüstü yıllar yaklaşmıştır. Irkımızın büyük umudu, anamız Yunanistan'la birleşmek yolunda, bağrımızı kızgın demir gibi yakan ve kavuran o şiddetli, derin ve yakıcı arzumuz, işte bugün, tarihi minnetle anılması gereken 15 Mayıs günü gerçekleşiyor. Bugünden sonra, büyük vatanımız Yunanistan'ın ayrılmaz bir parçası oluyoruz. Yunan tümenleri, Küçük Asya sahillerine çıkmaya başlamıştır. Yaşasın Helenizm.""
Sayfa 222
Milletlerin varlıklarında rol oynayan en büyük manevi güç, muhakkak ki, ülküleridir. Çünkü insanlar, bir ülkü etrafında toplandıkları zamandır ki, sadece kendi küçük meseleleri için yaşayan basit varlıklar olmaktan kurtulur ve o manevi hava içinde adeta devleşirler. Böyle bir manevi güçle silahlı insanlardan meydana gelen bir cemiyet, elbette ki,
Geri13
35 öğeden 31 ile 35 arasındakiler gösteriliyor.