Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Zülkarneyn: «Niçin kabirlerinizi evlerinizin önünde hazırlamışsınız ? » Halk: «Evimize girip çıktıkça kabirleri gözlerimle görüp, ölümü unutmamak için.»Başkanları, evinin içinde çürümüş bir insan kafası çıkartıp Zülkarneyn’in huzuruna getirir ve «Bu kafanın sahibi bir yerde başkandı, fakat halkına zülüm ve işkence yapardı. Sonunda bu gördüğün şekle döndü ve cezasını çekmektedir» der. Sonra başka bir kafa çıkartır: «İşte bu kafa adil bir başkanın kafasıdır. O halkma adil dav­ranırdı» diyerek elini Zülkarneyn'in başına uzatır ve se­ nin kafan bu kafa olsa gerek» der. Bu olaydan sonra Zül­karneyn ağlar, O’nu kendine yardımcı yapmak ister, fakat o kabul etmez, Zülkarneyn’in «niçin kabul etmiyorsun?» sorusuna karşılık şöyle cevap verir:«Ya Zülkarneyn! Senin elinde dünya malı bulundu­ğundan insanların çoğu sana düşmandırlar. Fakat benim elimde dünya malı olmadığı için, benim dostum senden çoktur. Bu şekilde düşman çoğaltmaya vaktim yoktur.»
“Zülkarneyn (as) güneşin doğduğu ve battığı yerlere giderek zaman kapılarından geçti. Mayaları ve Yecüc-Mecüc’leri buldu. Allah’ın kendisine verdiği güç ve salahiyetle Mayaları insanlığın ve bilimin en üstün seviyelerde yaşandığı bir toplum haline getirmiş. Verdiği bilimler içerisinde İlahiyat, Sosyal Paylaşım, Matematik, Astronomi, Tığ v.b. gibi çeşitli ilimler vardır. Bu sebepten Zülkarneyn (as) öğrencileri olan Mayalar bu günkü bilimin hayrete düştüğü matematik ve astronomi ilmine sahip idiler.”
Reklam
nasip Bir yılan olup saplandım dağa Denizi taşıdılar damla damla üstüme El uzattı debbağ yerden yere vuracak Yavrularını aştı kumrular çamaşır iplerine Mağara azizlerinin rüyasındayız Gal-u beladan el sallıyor bebeğim Hepimiz annemizin rahminde Adımızı zulkarneyn koymuş Doğamıyoruz.
Nihayet Ye'cûc ve Me'cûc (un seddi) açılıp da her tepeden saldıracakları ve gerçek va'd olan (kıyamet) yaklaştığı vakit, işte o zaman o küfr (ve inkâr) edenlerin gözleri hemen belerecek, «Eyvah bizlere! Doğrusu biz bundan gaflet içindeydik. Hayır, biz zaalim kimselerdik» (diyecekler). 21/Enbiya Suresi; ayet: 96-97 Zülkarneyn’in yaptığı REDM kıyamet öncesi yıkılacaktır. Kıyamete yakın zamanlarda, bu varlıklar her tepeden dünyayı istila edeceklerdir. Zülkarneyn, işte bu varlıkları geleceğe ötelemiştir. Kıyameti de ertelemiş diyebiliriz. REDM: Boşluğu kapamak, deliği kapamak demektir.
Zülkarneyn, 83. ayet ve sonrasında bahsi geçen Yecüc ve Mecüc gibi varlıkları farklı boyuta ötelemesi sebebiyle, Vikingler gibi boynuzlu miğfer takan komutan olarak düşünmemekteyiz. Zülkarneyn üç farklı bölgeye yolculuk yapar: 1. Güneşin battığı yere. 2. Doğduğu yere. 3. Yecüc ve Mecüc’e set yaptığı yerlere.
Zülkarneyn bahsi, Kehf suresinin 83. ayeti ile 99. ayetleri arasında anlatılır. Kehf mağara anlamına gelir ve adını çoğumuzun Yedi Uyurlar olarak bildiği Ashab-ı Kehf’ten alır.
Reklam
Zül (zü-el); Sahip olmak demektir Eyn; Karn kelimesinin tesniyesi, yani kelimenin sonuna geldiğinde iki ifadesi ekleniyor. Taraf kelimesine ‘eyn’ eklenirse tarafeyn iki taraf manasını alıyor. Karn; Boynuz, zaman, nesil manalarına gelmektedir. Böylelikle; Zülkarneyn; İki zaman sahibi, iki boynuz sahibi, iki nesil sahibi olarak tanımlanıyor.
Yecüc mecüc ün yaşadığı gezegen, “iki nebula arasında” bulunmaktadır.
Elmalılı, klasik anlayışı tenkit edercesine, ayete adeta yeni bir gözle bakmaktadır: “Halbuki ne yüksek dağlar aşılmış, ne sağlam istihkamlar delinmiştir.” Bu cevap ayete karşı söylenmiş bir söz değil; Zülkarneyn’in seddi konusunda bulunan klasik bakış açısına karşı aklın yetmezliğinin ifadesidir. Bunu da şöyle vurgulamaktadır: “Demek ki bunun sırrı, Zülkarneyn’in döktüğü akıcı maddedeydi. Demek ki o, normal bir madde değil, ilahi bir kuvvetti.” Elmalılı merhumun bu sözleri, bizim Zülkarneyn seddini gazdan bir katman şeklindeki anlayışımızı bir kat daha güçlendirmektedir. Ayette; “Artık onu ne aşabildiler, ne de delebildiler.” buyrulmuştur.
816 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.