DOKTOR TARIK NUSRET'İ TANIR MISINIZ? Duydunuz mu hiç adını? O bir doktordu O bir babaydı.. Çok acılı bir hikayesi vardır. Bilmemiz gereken.. Anlatmamız gereken.. Herkesin okuması gereken... Çanakkale Savaşında siperlerin gerisinde yaralı askerlerin en çok ihtiyaç duyduğu şey “Morfin“di. Doktorlar yaralı askerlere ağrı kesici
AFFET BENİ OĞLUM. O SENİN HAKKIN DEĞİLDİ !" Çanakkale Savaşında siperlerin gerisinde yaralı askerlerin en çok ihtiyaç duyduğu şey “Morfin“di. Doktorlar yaralı askerlere ağrı kesici bulmakta zorlanıyorlardı. Bu yüzden bir nöbet tutuluyordu. Hastaların ameliyatı için hazırlanan çadırın önüne bir masa kurulmuştu.. Sedye ile gelen
Reklam
SİZ HİÇ ÇARESİZLİK NEDİR BİLİR MİSİNİZ ? Bu olay Çanakkale savaşında yaşanıyor. Siperlerin bulunduğu yere bir çadır kuruluyor. Çadırın içinde bir ameliyathane. Fakat çadıra gelmeden önce bir masa koyuyorlar kenara. Kim yaralı olarak getirilirse öncelikle o masaya yatırılıyor. Masanın başında da elindeki morfin dolu şırıngayla bekleyen doktor
Doktor Tarık Nusret
Çanakkale Savaşında siperlerin gerisinde yaralı askerlerin en çok ihtiyaç duyduğu şey “Morfin“di. Doktorlar yaralı askerlere ağrı kesici bulmakta zorlanıyorlardı. Bu yüzden bir nöbet tutuluyordu. Hastaların ameliyatı için hazırlanan çadırın önüne bir masa kurulmuştu.. Sedye ile gelen her yaralı, burada masaya koyuluyordu. Doktorun elinde
Hiçbir kuşun, üstüne konmadığı bir ağaç; Ömrüm; ne diye kondun bu ağacın üstüne? Sana kim dedi ömrüm kuşa, şarkıya muhtaç? Hiçbir kuşun üstüne konmadığı bir ağaç; Her gün başka ahenkte söylediğin şarkılar İnandırmıştı beni ömrümün düğününe. Ne yazık, şimdi her dal hasretinle hışırdar' Ah, nasıl inanmıştım ömrümün düğününe' Rüzgar bir cellat gibi sallarken satırını, Yapraklar dökülüyor, günler bir bir düşüyor; Kupkuru bir gövdeye ümitler üşüşüyor. Hayat bir cellat gibi sallıyor satırını! Gel yine gölgemde kur ömrünün çadırını, Sen ki benim şeklini sevdiğim ilk baharsın; Bir doğdun bir de batma, hayatıma kıyarsın, Gel yine gönlümde kur gönlünün çadırını!
Cahit Sıtkı Tarancı
Cahit Sıtkı Tarancı
Tefekkür-i mevt:)
Sonra üçü, Helen, Bill ve Fred beyazlar içinde birden göründüler. 737 00:42:58,661 --> 00:43:02,698 Üstündekileri çarşaftan yapmışlardı, biraz korkutucuydu, komik değildi.
Reklam
55 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.