MEDENİYET VE İNSAN İLİŞKİSİ
Medeniyet denildiğinde insanın aklına refah, mutluluk, güç ve en önemlisi gelişmek gelir ama medeniyet o kadar da masum değil. Medeniyet toplumdan topluma değişen ve bir o kadar da bağnaz bir yapıda olmaktadır. Kendinize şu soruyu sormanızı istiyorum; neleri satın aldığımızda hayatımız düzene girebilir veya daha rahat bir yaşam sürebiliriz? Ev
#müzikalmanifestolar
"Neden o kuyu gibi karanlıklardasın Sanki çocukluk yaran saklı Keşke bir yolu olsa da bulsam  Seni üzen, mahveden o yılları"
Reklam
Necip Fazıl Kısakürek
Eğitim, Öğrenim Hayatı Necip Fazıl, 26 Mayıs 1904'te Çemberlitaş'ta doğmuştur. Asıl adı Ahmet Necip'dir. Varlıklı bir ailenin çocuğudur. Ahmet Necip eğitimine mahalle mektebinde başlamıştır. 1912'de Gedikpaşa'daki Fransız Frerler Okulu'na geçmiştir. Bir süre sonra bu okuldan ayrılıp Amerikan Koleji'ne devam
mevsimler kararsız, yollar kırık dökük, kitaplar yalnızlığı ikiye katlayacak kadar mutlu öykülerle dolu, otobüse kaçırınca arkasından koşmaya tenezzül etmeyen gururlu insanların çocukluk yılları uzak iklimlerin kuytu köşelerine gizlenmiş ve adımlar bir kez geç kalmanın verdiği pişmanlıkla ağır aksak... kafada bir sürü köhne düşünce, pazar tezgâhına gelişigüzel dizilmiş meyveler, otobüs duraklarındaki sıra kavgası, düğün konvoylarındaki fütursuzluk, rüzgârın savurduğu yapraklar, birbiriyle uyumsuz binalar, çiftler... kaosun ortasında nereye gideceğini bilmeden yürüyen bir yabancıya dönüyorum bazen. her şey ama her şey doğanın intizamına muhalefet edercesine karışık...
Didem madak (hayatı)
Zorluklarla geçen çocukluk yılları Didem Madak’ın çocukluğu fırtınalı geçmiştir. 12 Eylül döneminde babası okul müdürüyle tartıştığı için Uşak’a sürülür. Fakat annesi Füsun Hanım’ın tayini çıkmadığı için kızlarıyla birlikte Burdur’da kalır. Ülkenin çok karışık bir süreçten geçtiği bu dönemde yalnız kalan Füsun Hanım ve kızları korku dolu günler geçirir. Füsun Hanım bir gün, geceleri onları uyutmayan arka bahçedeki mısır yapraklarının hışırtılarını engellemek için bıçakla hepsini yok eder. Madak’ın her şiiri yaşanmış bir anıdır… Bu olayla ilgili de şu dizeleri yazmış defterine; “Sen bir çocuk romanı annesi ol isterdim. Ölü mısır tarlaları hışırdıyordu Ve kalbimde çıngıraklı yılan sürüleri Diye başlayan bir çocuk romanında.” Annesini kaybettiği (onu şiire iten) yıllar Didem Madak 13 yaşındayken, henüz 38 yaşında olan annesini beyin kanseri nedeniyle kaybeder. Madak’ın zorlu günleri başlamıştır. “Ölen her kadın için şiir yazdım. Onları Muc’a evin karşılığında verdim, Çok ucuza. Artık bütün üzgün oluşlarımın adı: Anne!” Füsun Hanımın ölümünden kısa bir süre sonra babası ikinci evliliğini yapar. Bu evlilik artık Didem ile babasının arasına bir duvar örmüştür. “O günleri hatırlayınca Edip Cansever’in şu dizesi gelir aklıma: ‘Bir azarlamayla ölümü düşünen çocuklar gibi…’ Bir azarlanmayla ölümünü düşünen çocuklar gibi.” Hayatın elini beline koymuş sinirli bir üvey anne gibi bizi azarladığını ve kardeşimle el ele tutuşup hayallerden balkonumuza sığındığımızı hatırlıyorum.”
Jeffrey Dahmer
Netfilx'te Dahmer dizisine denk geldim. Jeffrey Lionel Dahmer ayrıca tanınan adları ile Milwaukee Yamyamı veya Milwaukee Canavarı (21 Mayıs 1960 – 28 Kasım 1994), Amerikalı seri katil ve tecavüzcü. Dahmer. 1978-1991 yılları arasında, çoğu Asya ve Afroamerika kökenli 17 erkek ve oğlan çocuğunu öldürdü. Cinayetleri genel olarak tecavüz,
Reklam
114 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.