Ateş düştüğü yeri yakmasın, seni de beni de tüm insan olanları da yaksın ( Metin Özdemir )
Çok Okuyan Değil Eleştirel Okuyan Bilir
Çok kitap okuduğu halde düşünce anlamında sığ kalmış insanlar vardır. Bir dönem bakarsınız bir kişiyi kendisine önder edinip papağan gibi onun sözlerini tekrarlar, bir başka dönemse farklı bir kişinin peşine düşüp bu sefer onun düşüncelerini tekrarlamaya başlar. Duyduğuna hemen inanan, bir fikri körü körüne savunabilen, düşünceleri arasında
Rüyası bölünenler kitabında itirafçı Abdülkadir Aygan’ın adı geçiyor. Böyle olunca diğer isimlerin de gerçek birilerine ait olabileceğini düşündüm. Kitapta ana karakterin ölen dostu Sabri Daş’ı araştırdığımda 90lı yıllarda Hizbullah tarafından Batman’da öldürülen Mehmet Sabri Daş’ı gördüm. Ölen 63 kişiden biri Sabri Daş. Müebbet alan Hizbullah üyeleri yeniden yargılanıp 2019da serbest bırakılmışlar. Devamı haberden alıntıdır. Batman’da DEP Mardin milletvekili Mehmet Sincar, koruması Metin Özdemir, Özgür Gündem gazetesi muhabiri Teğmen Demir’in de aralarında bulundu 63 kişiyi öldüren ve aldıkları ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları Yargıtay tarafından onanıp kesinleşen 14 Hizbullah tetikçisinin daha yeniden yargılamayla 2019 yılında serbest kaldığı ortaya çıktı.
Batman’da 105 silahlı ve satırlı eylemde 63 vatandaşı öldürdükleri gerekçesiyle yargılanan Metin Coşkun, İsmet Ökmen, Mehmet Selim Özdemir, Mehmet Ali Oğuzhan, Ekrem Yamal, Bilal Taş, Lütfü Sertkaya, Ziver Oğuzhan, Ekrem Başar, Ahmet Şahin, Ahmet Durmaz, Cafer Selçuk, Ramazan Kalkan ve Mustafa Ozan yargılandıkları Ağır Ceza Mahkemesince 2010'da “Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırıldı.
Sağlam ravileri olmadığı,sözleri cerh ve ta'dil kurallarına tabi tutulmadığı, metin ve sened tenkidi yapılmadağı halde Aristo ve Platon gibi filozoflardan aktarılan sözler ve görüşler kimse tarafından kuşkuyla karşılanmazken sistemli ve eşsiz bir metin ve sened tenkidine tabi tutulan,sayısız ravilerce şifahî ve yazılı olarak nakledilen hadisler niye kuşkuyla karşılansın!Bu işte bir tuhaflık yok mu sizce?Bana sorarsanız bu işin altında ya tahsille kazanılan bir cehalet veya sinsi bir hinlik vardır!
İbrahim Özdemir Hoca
"12 yaşımdan itibaren durmadan çalıştım: Gazoz satıcılığı, cambaz cığırtkanlığı, kebapçı çıraklığı, iplik ve dokuma fabrikasında işçilik, maliye memurluğu, kütüphanecilik, Fransızca öğretmenliği, TRT Dış Haberlerde mütercimlik, televizyonda metin yazarlığı, aralarında Program ve Yayın Planlama müdürlüğü de olmak üzere yöneticilik, yayınevlerinde editörlük ve yöneticilik, 2000 yılından bu yana da Hürriyet gazetesi yazarlığı... Ve bu hengame arasında çok ciddi bir öğrenim!
... Kimse bana Adnan Menderes'in ve partisinin demokrasi kahramanı olduğunu yutturamaz. Çünkü her şeyi gördüm... 12 Mart'ta gözaltına alındım. 12 Eylül'de, ya emekli ol yoksa ben ederim, özel yasası ile TRT'den emekli edildiğimde 45 yaşımdaydım.
Karşı devrim başladığı zaman 10-12 yaşımdaydım. Gelişmesine, ilerlemesine her gün tanık oldum. Başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere bütün bakanlıklara ABD'nin AID temsilcileri geldikten sonra Cumhuriyet'in yozlaştırılma girişimlerini gördüm, öğrenci olarak kobay gibi kullanıldım. Hedef, Tevhid-i Tedrisat kanunu olmak üzere devrim yasalır idi. İrticanın simgesi 1950'lerde ticanilerdi. 60 yıl sonra Nakşiler, Nurcular ve Fethullaşçılar... İrtica denen fesat, Demokrat Parti, Adalet Partisi, Yeni Türkiye Partisi, ANAP gibi sağcı partilerin limonluklarında palazlandı, kümeslerinde yumurtadan çıktı. Bunların hepsini gördüm..."
Edebiyat ve Siyaset Olarak Hayat, Mayıs 2016, Özdemir İnce, s.118