geçen gün çok güzel bir şey olmuştu. şimdi unuttum. uykuyla ya da mandalinalarla ilgili bir şey. dünyanın en ballı dudaklarına konmuş bir ben. o bene konmuş bir öpücük. öpücüğün sırtında bir sürü kedi patisi. kedi patilerinin ardında, eskilerden kalma bir aşk acısı. acının üzerine yağan bir dünya takvim yaprağı. bir sürü üç. bir sürü yedi. bir sürü beş. bir sürü sekizin arasında çocukluğumun tekerlemeleri, her ağladığımda bir elma şekeri, her elma şekerinde bir babanın kocaman elleri, o ellerin içinde küçük beyaz bir güvercin. her şey bir güvercin uçuşunun rüzgarında savrulurken, kocaman bir yatakta birkaç eski kitap. bir çift güzel ayak. kırmızı tırnaklar. kırmızı duvarlar. duvarların ardında bir dünya. o dünyada susmayan insanlar. insanların masaları, insanların koltukları, insanların bahçe makasları, insanların yırtılmış fotoğrafları. ceplerimde bir sürü bant. bantların üzerinde küçük yıldızlar. yıldızların ardında dileği meçhul kuyruklar. kuyruğun en sonunda ben. benim aklımda bir sürü kırmızı kalem. başlıkların altında yamuk yumuk bir el yazısı. satır aralarında bir güzel adam. adamın dudaklarına konmuş bir ben. o bene konmuş bir öpücük. öyle bir şeyler. geçen gün. saat beşe üç kala. çok güzel