Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kısa Bir Hikaye / Sevdiklerime Ithafen
Uzunca boylu zayıf bir çocuk. Elinde kemik saplı çakısıyla fındığın dibine çökmüş, fındığın piçlerini özene özene kesiyor, kestiği dalların hepsinin aynı kalınlıkta ve düzgün olmasına dikkat ediyor, kestiklerini de güzelce yanına istifliyordu. Döndü kestiği dallara baktı. Bu kadar yeter mi acaba, diye düşündü. Birkaç tane daha kesti. Çakısını
Gelelim sana, hiç bu kadar susmak istememiştim... Bizim mevzular belliydi de, kafamız karışıktı işte biraz. “Kendi düşmanına kıyamadığında, dostuna hainlik üzerine konuşmaktan da caymalı insan.” demişti Sara hatun. Yani insan ki; omuz omuza yürür, uzun uzadıya böyle yollarda yan yana akar, süzülür ve gider ya hani. Demem o ki, oğlum Mehmet, “Aynı
Reklam
Dum Ka Ka
Gözlerini açtı, havadaydı. Daha önce hissetmediği kadar özgür. Rüzgâr da var ama hafiften. Sürüklüyor biraz, içgüdüsel bir hareket yaptı. Sarı siyah bir şeyler gürültülü bir şekilde ileri geri hareket etti hızlıca, çırpındı. Çırptı, evet kanat çırptı, kanatları vardı – havadaydı bir şekilde, böyle bir şey olacağını düşünmeliydi. Büyüklerdi,
Kendi kalemimden...
Ya benim ağzımı açtırmayın!! İstanbul'dan küçük bir ilçeye taşınmaya niyetlenince en büyük endişem alışmaktı.Ne de olsa şarkılar türküler bize alışmak sevmekten daha zor olduğunu söylüyordu.. Tüm korkularıma rağmen yeni bir yer yeni bir düzen derken alışmaya başladım. Önce komşu ,sonra mahalle sonra çevre derken ister istemez ortamın tam
Benim Hikayelerim II
Gelelim sana, hiç bu kadar susmak istememiştim... Bizim mevzular belliydi de, kafamız karışıktı işte biraz. “Kendi düşmanına kıyamadığında, dostuna hainlik üzerine konuşmaktan da caymalı insan.” demişti Sara hatun. Yani insan ki; omuz omuza yürür, uzun uzadıya böyle yollarda yan yana akar, süzülür ve gider ya hani. Demem o ki, oğlum Mehmet, “Aynı
AŞKTIR AŞK... YANİ ÜÇ NOKTA...
Ah minel aşk… Ya da bir ihtimal daha var… O da ölmek mi dersin… Yook öyle değil… ölmek kolay… Ben senin için yaşamayı göze almışım cancağızım… De ki fare deliğinin önünde günlerce gözünü kırpmadan bekleyen kedi… Ya da daha yükseğe zıplamaktan başka kurtuluş çaresi olmayan şişedeki pire… Süleyman Aleyhisselam’ın insafına kaldığı için bir
Reklam
O, külək olduğu üçün başını zibil qabına soxub, nədənsə qisas alacaqmış kimi var-gücü ilə tüpürdü. Dikəlib cibindən çıxardığı dəsmalla burnunu sildi, dayandı, dayandı, soruşdu: – Heç kimin yoxdur buralarda? – Yox – yaşı qırxdan çox olan, sifətdən ata oxşayan, kök, bığlı taksi sürücüsü başa düşə bilmirdi nə üçün, hansı səbəbdən durub bura gəlmişəm,
Selin ve Mert'in Hikayesi
Sene 2009 17 yaşındaydım bizim mahalleye yeni bir aile taşınmış... Tabi o zamanlar mahalleye taşınan kişiyle gidip tanışılır, hediye verilir, sohbet edilir... Mahallede apartmanın önlerine masa sandalye koyulur, çekirdek yenilir, sohbet edilir falan... Güzel zamanlar tabi :) Yeni taşınan ailenin iki çocuğu var, biri 19 yaşında adı Mert, tabi o
12.BÖLÜM “MAHALLE ÇETESİ”
Artık mahallenin çoçukları iyice bir birlerine yakınlaşmış yakınlaşamayan uzaklaştırılmıştı . Mahalle sınırları içerisinde olan herşeye vakıf Kimler nerde ne yapıyor istihbaratları bizde toplanırdı . Artık günlük programlar yapmaya başlamıştık Bugün programımızda piknik var mahallemize yakın ormana gidip piknik yapacağız . Herkes evden ne
74 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.