Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git. Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık Sevgiyeydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı, Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun oturmuştu Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti Yoktu dünlerde evvelsi günlerdeki yoksulluğumuz Sanki hiç olmamıştı Oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu Şurda senin gözlerindeki bakımsız mavi, güzel laflı İstanbullular Şurda da etin çoğalıyordu dokundukça lafların dünyaların Öyle düzeltici öyle yerine getiriciydiki sevmek Ki karaköy köprüsüne yağmur yağarken Bırakasalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti Çünkü iki kişiydik Oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya Bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız Seni bir kere öpsem ikinin hatrı kalıyordu İki kere öpeyim desem üçün boynu bükük Yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde Memelerin vardı memelerin kahramandı sonra Sonrası iyilik güzellik…
İstanbul'un her yeri ayrı güzel ya. Kulağında müzik, taksimi turlamak yağmurun altında muazzam birşey. İstanbullular çok şanslı:)
Reklam
Türkçeyi ‘Sal’a Bindirip ‘Sel’e Vermek:))
Bir ağa İstanbul’a gidecek olmuş. Hemşeriler: “Aman ağa, İstanbullular çok ince konuşurlar, sakın orda bir kabalık edip bizi mahcup eyleme!” demişler. O da İstanbul’a gelip kendisine “Ağa nerelisiniz?” diye sorulunca, hemen şu ince cevabı yapıştırmış: “Bölülüyüm.” İnsan ve hayat #ekim
İstanbullar geminin altında Kadınları sorarsan onlar da öyle Şişeler de geminin altında, Güzin de Allahtan beni kimsecikler görmüyor Canımın istediğini yapıyorum Çırılçıplak sularda yıkanıyorum, utanıyorum Güzin utanmak istiyor ama nerde Nasıl utanacak bu boş şehirde Güzin utanmak gerektiğini ileri sürüyor Boyuna ileri sürüyor, gözleri mavi Güzinciğim ufak bir kadın bir öpüşlük canı var Hakkın var diyorum utanıyorum Ama İstanbullular kadınlar deniz yıldızları Hepsi hepsi geminin altında Şişeler de orda çuvalın üstünde Elimle koymuş gibi biliyorum
Cemal Süreya
Cemal Süreya
Biraz Uzun Ama Kesinlikle Okuyun.
Zamanında bir hocama telefon açtığımda, 'Selamun aleyküm, nasılsınız hocam?' demiştim. - Evlâdım, darılmazsan sana bir hususu belirtmek istiyorum. - Estağfirullah hocam, buyurun. - İstanbul kültür ve âdabında küçük büyüğe değil; büyük küçüğe hâl hatrını sorar, demişti. Eski bir İstanbul beyfendisi olan hocam daha sonra İstanbululların altta arz
İstanbullular olarak yine kar yağmadan kar tatili yaptık. Artık önümüzdeki kar yağmadan kar tatillerini dört gözle bekliyoruz (!) Ama valimizden özel isteğim lütfen boş ve raporlu günümde tatil olmasın!..
Reklam
82 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.