“bu yazı bir komando er mektubudur ve siz bunu okuyorsanız ölmüşüm demektir.
bir ailem olsaydı bu mektubu onlara göndermek isterdim ama yok. ilerde ölürsem diye bir mektup yazmak çok zor, aklına getirmek istemez insan yazdığında ölümü, hani her zaman bir umut vardır ya. askerliğim bittikten sonra yırtıp atacaktım bu mektubu ama şu an okuyorsanız yırtamadım demektir. zaten pek de kalem tutmaz elim, silah tutmayı daha iyi bilirim. kışlada her televizyona bakışımda birbirinizi öldürdüğünüzü birbirinizin canını yaktığını gördüm. müziğin sesini çok açtığı için komşusunu vuranlar, gücü kadına yetenler, cebindeki 10 lirası için adam vuranlar, kız arkadaşına baktı diye alayını bıçaklayanlar bileniniz var mı ben kimi korumak için öldüm? eti az pişmiş diye garsona çıkışan adam sen yatağında rahat yat diye kafamın üzerinde kurşunlar uçuşurken ben dağda her bulduğumu kesip yedim.
arabasını solladılar diye levyesini kapıp giden adam, beni bir çöp bidonuna atan anam söylesenize ben kimin için öldüm? yetimhanede ve askerde en güzel şeyin ekmeği bölmek olduğunu öğrendik biz, peki size neyi bölmeyi öğrettiler?
sizi önce Allah'a sonra birbirinize emanet ediyorum.”