Şuan o kadar mutluyum ki. Bu mutluluğu sizinle paylaşmak istedim. Üç seneden beri bursluluk sınavına giriyordum ve her girdiğimde kazanamamıştım. Bu sene umudum yoktu, sınava öylesine girmiştim ama tam umudumu kaybettim derken gelen o mutlu haberle yeniden umudumu kazandım. Bu sene sonunda bursluluk sınavını kazandım, o kadar mutluyum ki şuan. Sizi bir aile olarak gördüğüm için bu mutluluğu sizinle paylaşmak istedim. Neyse vaktinizi aldım hepinize iyi günler. :):):):)
EVLİLİK - AİLE - ÇOCUK YETİŞTİRME
Yoğun toplumsal olayların yer aldığı ve konuşulduğu bir ortamda evlilik-aile ve çocuk konusunu gündeme getirmem tuhafınıza gidebilir. Ama izin verin bu konularda yazayım. Bütün sorunların temelinde insan olgusunu ve insan olgusunun temelinde de çocuğun içinde yetiştiği aile ortamını görüyorum. Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Evlilik, bir kadın ve
8. Hikaye Tamamlama Etkinliği
Hikayemiz bu ileti altından yürütülecektir.
Katılımcı sırası ve yorumlar için: #11646309
NigRa
Saat gece yarısını çoktan geçmiş "yarım" diye belirtilen 12.30'u göstermekteydi. Akreple yelkovan iki ayrı uçtaydı, kavuşamayan iki aşık gibi diye düşündü. Sonra aklı yine yarım kavramına kaydı. 24'ün yarısı 12
Öneridir
Reçeteye Kitap Yazmak
" kitap okumayı, kitap yazmayı anladık da, reçete de nereden çıktı?" diyorsunuz değil mi?
Farklı doktorlara gidersiniz, verilen ilaçlar o kadar çoğalır ki, hangisini, ne zaman, ne kadar alacağınızı karıştırabilirsiniz.Tansiyon düşürücü, ağrı kesici, mide koruyucu, kolesterol düşürücü, kan
Sanal Algı
Sosyal medyanın ve tv programlarının insan zihninde yarattığı algı; fakir kız zengin oğlana aşık olur, aniden karşınıza çıkan dikkat çekici bir insan her seyinizi degistirir, hayatı sadece parası olanların yaşadığı yalanı, insan severse! her şeyi yapabilir düşüncesi, aile içindeki bireylerin birbiri ardından çevirdiği dolaplar, annene ve babana dahi güvenmeyeceksin felsefesi, şiddet kullanımında dibine vuran insanlar, bir insanı öldürmenin ekmek almak kadar olağan bir eylem olması vb sayısız insanı kendi insanlığından koparan hipnoz edici bir gösteriye dönüşmüştür. İnsana sürekli bireysel mutluluğu vurgulayan diziler, toplumun yapısına döşenmiş bombalar gibi tahrip gücü gittikçe artmaktadır. Ne mi yapabiliriz. Toplumun hangi konumunda olursanız olun markalarla karakter yaratmak yerine kendi markanizi yani karakterinizi kişiliğiniizi geliştirin. Dünyayı kurtarmanizi kimse beklemiyor zaten.
Elif