Geceleri uyutmayan, benim bilmediğim ne detleri vardır acaba,
Yüzündeki hüzün, kim bilir hangi acının izi
Bu kadar güvensizlik duygusunu yaşaması için kaç insandan darbe yedi..
Bu gözle baktığım zaman, insanı olduğu gibi kabul etmem zor olmuyor
Hüznün gölgesi düştü umutlara! üşür yarınlara.
Sabır ile bekler yaşlar, yürek yorulunca acısı gözden akar. neyi anlatır dökerken kim bilir! neyi hatırlatır hangi maziyi anımsatır kim bilir.
Bir sima mı hatırına gelir,yoksa yanan yüreğine mi dokunur sabrın ızdırabı? Bi haber yaşardı harabeler içinde. bin derde devaydı sabır! etmesini bilene. Bilmeyene ölüm tek çare.
Hatırı yoktur geçmişin, gelecek günler meçhul.
Nakışlanıyor imtihan düğümleri Taze ömrün
Kaderine. Seyreliyor umut düğümleri iğne iplik ne çare? Mazisi soğuyana doğacak güneş ne çare ne çare.?
"her şeyi yaptım, her şeyi verdim, kabul ettim her şeyi ama o bir gün bırakıp gitti beni." biz kadınlar çoğunlukla buna yatkınız, neye? sunmaya, vermeye, iyileştirmeye, fedakarlık etmeye. neden? yeterki o mutlu olsun, ne olursa olsun, diye. oysa, dedi;
Tülay Kök sen kendine ait parçaları tek tek terk edip feda ettiğinde ortada sen diye
İnsanoğlu haddin bilir kem söz söylemez iken
Elalemin namusuna yan gözle bakmaz iken
Bir sofra kurulmuş ki Halil İbrahim adına
Ortada bir tencere, boş mu, dolu mu bilen yok
Bir sofra kurulmuş ki Halil İbrahim adına
Ortada bir tencere, boş mu, dolu mu bilen yok
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına
open.spotify.com/track/6HMfgNylq...
"her şeyi yaptım, her şeyi verdim, kabul ettim her şeyi ama o bir gün bırakıp gitti beni." biz kadınlar çoğunlukla buna yatkınız, neye? sunmaya, vermeye, iyileştirmeye, fedakarlık etmeye. neden? yeterki o mutlu olsun, ne olursa olsun, diye. oysa, dedi;
Tülay Kök sen kendine ait parçaları tek tek terk edip feda ettiğinde ortada sen diye bir
Meâlî neşeli ve espritüel bir adammış fakat hissî bir yönü de varmış ki ölen kedisine yazdığı mersiyede bu mizah ve hissi tarafı hemen belli ediyor. Mersiyeler mahzun etmek içindir ama Meâlî hüzünlendirirken gülümsetir de;
Çıkdun elden nedelüm ansuzın eyvah pisi
Yandun ölüm odına derd-ile nâ-gâh pisi
Hasretâ şîr-i ecel buldı sana râh