turşu suyu
Niyazi'ye Aksaray'da rastladım. Kent içi yolculuklarımızı taşıt araçlarına başvurmadan yapardık o günlerde! Hep bir halliydik. Girdim koluna, Lâleli'ye doğru yürümeye başladık. «Şiir yazıyor musun?» dedim laf olsun diye. «Başka ne yapabilirim ki...» dedi, «En güzeli, dergiler yayınlamak için bizden para da istemiyor!» En
Aruoba “Ateş yakmayı bilmek, ateş söndürmeyi bilmeyi de gerektirir" der.. "Aşk, yaktığın ateşi kendini bastırarak söndürmeye çalışmak gibidir..." diye ekler.
Reklam
Beni düşün, şehre her yağmur yağdığında, Islak ve kırılgan bir türkünün içinde... Göğsünden dudaklarına doğru, Sancılı bir isyan kabardığında; Bastırarak kalbini avuçlarınla Sesini okşadığımı bil!..
Ama bir önceki cümlede görmüş olabilirim… Aldırma, güzelsin… Mikroskop mucidi Leeuwenkoek dostu ressam Vermeer’e “su böyle işte ve başka türlü değil” demiş… Bir öpüş damlasında milyarlarca gözle görülmez yaratık… Ressamın tarafını tutuyorum… Çünkü, güzelsin… Birkaç tel beyaz… Bizi gazlamaz… Sakınmazsın görüntünü, biliyorum… Çünkü güzelsin… Mikroskopun mucidi Leeuvvenhoek, aynı günde doğdukları, hep komşuluk yaşadıkları dostu ressam Vermeer’e bir su damlası gösterip, “su işte böyle ve değil başka türlü” demiş… Bir öpüş damlasında kanyuvarları… Mucidin tarafım tutsam da… Sen güzelsin… Teleskopla bulamadım… Mikroskopla bulacağım… Ayın yüzeyinin de bir dokusu var elbet… Gözenekler, sivilceler… Onlarla çok güzelsin… Neo-liberalizm, ruhçuluk, tarikat, entellektüel, ordu, çok-insansız şirketler, öykü yazarları, kestaneyi çizdirenler, uzaktan bakanlar, Şemdinliler, tavşan falcıları, kurban sömürgenleri, onmaz kuşkuculuk, araba tamircileri, taksitle alın tutkumu, hadi… Kazık ve pazarlık… Ama son kumarım sensin… Sen, güzelsin… Sen, güzelsin… Kuraldışı… Bastıbacak… Minicik… Ama sen, güzelsin… Kapımın eşiği, gözümün bakışı, son ruhsal tatil, duruşum, bozuluşumsun… Pazarlık etmem… Markette yoksun… Reklamın yok! Gerçekten… Güzelsin… Kedi sakladım senden, öykü sakladım, belki bunu da saklayacağım… İhanet… Ama sen, güzelsin… Ruhumu saran sacayağı, gözümün bağı, son ruhsal kaatil, ölümüm, mahvoluşumsun… Cazgırlık etmem… Gönlünde yokum… Aşkımız, yok! Gerçekten… Güzeldin…
Ulus Baker
Ulus Baker
Ha gayret 17 yıllık bir emeğin eserinde sona doğru yaklaşıyorum. Üzerinde bunca yıl çalıştığım romanı bitirmek üzereyim. Son okumayı bu yıl bitirebilirsem nihayet basılacak. Tabi yine müstear isimle… malum içeriğinden dolayı türünün ülkemizdeki tek örneği olacak bu kitap da bir gün kendisini keşfedecekleri bekleyecek… Varsın olsun, kıymetli olan bir gün mutlaka değer bulur. Birçok maden de böyledir. Doğru kişi bulana kadar toprak altında cevherdir, keşfedilince mücevher olur
Atatürk ilke ve devrimlerine, cumhuriyete ve onun değerlerine saygılı tüm öğretmenlerin öğretmenler günü kutlu olsun günümüz öğretmenlerinin paylaştığım görselde yer alan afişi oluşturup bastıracak ve yayınlatacak denli arsız,
Reklam
1.000 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.