Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Psikanaliz × Analitik psikoloji
Freud × Jung ✓ görüşlerini birbirinden ayıran ilk önemli fark cinselliğin rolü ile ilgilidir. Jung , Freud'un libido tanımını cinselliği de içeren ancak bununla sınırlı olmayan daha genel bir psişik enerji olarak yeniden tanımlayarak genişletmiştir. ✓ikinci önemli fark kişiliği etkileyen güçlerin yönü ile ilgilidir. Freud insanları geçmiş olayların mahkumları ya da kurbanları olarak görürken, Jung geçmişimizle birlikte geleceğimiz tarafından da şekillendiğimizi savunmuştur. ( Ona göre biz yalnızca çocukken başımıza gelenlerden değil gelecekte yapmak istediklerimizden de etkileniriz) ✓ üçüncü önemli fark ise bilinçdışı ile ilgilidir. Freud bilinç dışını temelde bastırılmış materyaller olarak görürken, Jung bilinç dışına bilincin kaynağı ve yaşamdaki yeni olasılıkların matrisi olarak görmüştür.( Jung bilinç dışına Freud'dan daha fazla vurgu yapmış) *** Jung a göre insanlar aslında çok yönlü varlıklardır ve eğer bir bütün olarak var olmak istiyorlarsa kendileri ile ilgili tüm yönlerini ( bozulmuş-saf, bencil- özgeci, fiziksel -ruhsal) kabul etmek zorundadır. İnsan doğasının özü karşıt yönlerin çatışmasıdır. Bilinç bilinçsizliğe karşıdır hissetmek düşünmeye karşıdır. Şiddet eğilimi olmayan birisi şiddeti düşünebilir cinsel tubuları olan birisi cinselliğin hayalini kurabilir. İnsanlar ancak bu karşıt güçleri kabul edip ifade edilişlerini düzenleyebilirse tam olarak işlevde bulunabilirler ( Allen,2003)
Birçok kadın, bir erkeği beğendiğini ona göstermenin yanlış olduğu gibi boş bir inanca sahiptir. Sevgi gösterir göstermez erkeklerin kaçtıklarıyla ilgili bilinçdışı ya da bilinçli bir korkuları vardır. Ama aşırı kısıtlama birçok kadının erkeklere karşı doğallığını ve içtenliğini yitirmesine neden olur. Kendisi olmaya cesaret ederse erkeğin
Reklam
Bulabildiğim en gölgelikle köşede durdum ve özellikle sarsıcı bulduğum cümleleri bir kez daha okuyup altlarını çizdim: “İnsan kitleleri hayatlarını sessiz bir çaresizlik içinde yaşıyor. Basmakalıp ama bilinçdışı bir ümitsizlik, insanlığın oyun ve eğlence dediği şeylerin bile altında yatmakta.” Thoreau, bütün bu ışıkları ve curcunasıyla,
On İkiye Bir Var Öyküsü, Entropi ve Zaman Oku Haldun Taner'in ve Türk Edebiyatı'nın ilginç öykülerinden 12'ye 1 var zaman mefhumunun insan ve fizik açısından önemini anlamak için güzel bir çağrışım kaynağıdır. Öykümüzün kahramanı 9 yaşından itibaren zamanı tahmin etmeye başlar. Kendisi de dahil çevresindekiler bunun bir tesadüf
Çocuk Evlilikleri (Beyaza Düşen Gölge)
... Ergenlik dönemindeki birey, evlenme, aile kurma ve çocuk sahibi olma konusunda ne fiziksel ne de psikososyal olgunluğa ulaşabilmiş değildir. Psikososyal olgunluk, hem şu anda olan bitenle başa çıkabilme hem de geleceği de koordine edebilme becerilerine sahip olmayı gerektirmektedir. Çocuğun olgunlaşmamış bedeni toplumun beklentilerini
İlişkilerin dramı mı?
“İlişki” ve “Başarı” kavramları yan yana gelince; neoliberalizm, duyguların sömürülmesi, duyguların kapitalizme göre şekillenmesi, duyguların sermaye olarak kullanılması, manipülasyon, başarı için her şey mübah gibi durumlar akla geliyor. Bu konuda “Soğuk Yakınlıklar-Duygusal Kapitalizmin Şekillenmesi” kitabını öneririm. Kitapta “… benliğin
Reklam
Kadın veya Erkek olmak değil, “İnsan” olabilmek!
Toplum; erkek için güçlü rolü biçip, ağlama duygusunu dahi ondan esirgeyip onu duygusuzluğa iterek, başında erkek olmayan bir kadını savunmasız görerek aslında kadını da; güçsüz, duygusal, erkeğe bağımlı bir canlı konumuna düşürmüş olur. Bilinçdışı oluşturulan bu cinsiyetçi ayrım bir yerde iki cinsiyeti de vicdani ve insani duygulardan yoksun bırakmaktadır. Zira siz hiç aynı türde karşı iki cins hayvanın, aralarında cinsiyet ayrımına girdiklerini gördünüz mü? Akıl denen şey bir yerde de başımıza bela. Farkındalıklar bazen de ayrıştırmaya sebebiyet verir. Şenay Aydemir
Pavese, 10 Nisan 1936 yılında günlüğüne şöyle yazmıştı:
“Ben hiçbir zaman dünyayı umursamadan hayatın tadını çıkarabilen rahat bir insan olamadım. Yaşadığım tatlı anlar yüzünden ortaya çıkan sorunların üstüne gidip onlara bir çözüm bulacağım yerde, bir takım kuruntulara kaptırdım kendimi. Ancak böyle açıklayabilirim içimde duyduğum intihar dürtüsünü. Ne zaman bir güçlükle ya da acıyla karşılaşsam, hep
15022024
Pavese 10 Nisan 1936 yılında günlüğüne şöyle yazmıştı: "Ben hiçbir zaman dünyayı umursamadan hayatın tadını çıkarabilen rahat bir insan olamadım. Yaşadığım tatlı anlar yüzünden ortaya çıkan sorunların üstüne gidip onlara bir çözüm bulacağım yerde, birtakım kuruntulara kaptırdım kendimi. Ancak böyle açıklayabilirim içimde duyduğum intihar
Pavese, 10 Nisan 1936 yılında günlüğüne şöyle yazmıştı:
“Ben hiçbir zaman dünyayı umursamadan hayatın tadını çıkarabilen rahat bir insan olamadım. Yaşadığım tatlı anlar yüzünden ortaya çıkan sorunların üstüne gidip onlara bir çözüm bulacağım yerde, bir takım kuruntulara kaptırdım kendimi. Ancak böyle açıklayabilirim içimde duyduğum intihar dürtüsünü. Ne zaman bir güçlükle ya da acıyla karşılaşsam, hep
236 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.