Erkekler Bu zamanın karıları gökten zembille inse bile bakmayın yuva kurmayın Ne zaman biz evimizin karısı, Kocamızın emrindeyim, bey sen ne dersen o, sana çok aşığım sen sevmesende olur. Diye can veren Ayaklarınızı yıkayan karı bulursanız evlenin aksi durumda bu karılar sizi maymun eder demedi demeyin. Bana gelince dünya hep karı olsa havasını alır Alayına yeter vahşiliğim :))))
Ben bugün sizlerle ilk kez sınıf öğretmeni olan annemin sesinden defalarca dinlediğim ve her dinlediğimde hayran kaldığım, bende hem annemin sesinden dinlemiş olmaktan hem de mesleğimden dolayı yeri ayrı olan bir marşı paylaşmak istiyorum. Dikkatimi çeken şey ise şu: yeni nesil öğretmenlerden bu marşı bilen çok az. Bu vesile ile bilmeyenlere de tanıtmış olmak arzu ile... ÖĞRETMEN MARŞI Alnımızda bilgilerden bir çelenk Nura doğru can atan Türk genciyiz Yeryüzünde yoktur olmaz Türk'e denk Korku bilmez soyumuz Şanlı yurdum her bucağın şanla dolsun Yurdum seni yüceltmeye antlar olsun Candan açtık cehle karşı bir savaş Ey bu yolda ant içen genç arkadaş Öğren öğret hakkı halka gürle coş Durma durma koş. (Güfte: İsmail H. ERTAYLAN) (Beste:Cevat Memduh ALTAR)
Reklam
Kırmızı
Doğada ziplayan bir hayvanın yarattığı ateş, o ateş ki kutsal, dualı ve anlamlı, tapınılası ve bir o kadar kırmızı Ne zaman öğrenirsem kırmızıların hayvancasını o zaman yeminler ederim kendime bütün dinleri yakmak kaydıyla Çılgınlar gibi inanırım insan kemiklerinin varlığına Bu kemikler değil mi sonsuzluğun fosilleşmiş yalanları, işte ona anca
Sensizlik sessizlik
Cam parçaları içinde yansıyan yüzüne Doymak için baktığım gözlerine Kansamda sözlerine yürek yakan Masum inci tanesi beyaz ışık Gözlerimi kamaştırıyor yüzün Hatıralarımı canlandırıyor sevgin Uzun bir offf çeksemde sineye Ağlayıp gülsem de susma diyor ýüreýim Konuşur buluyorum Oysa saçların saçlarından çarpan kokuna Konuşuyorum Dokunmadan bile geliyor siyah güller burnuma Dokunsam can katar ruhuma aslımda Nasıl sana sarılmak bilemicem Hasret edip gelemicem kokun die avunup Ağlayıp duracak gözlerimle sarılacak Sensizlik nedir bilir misin nazlı kız Gonca gül ettiğim yonca yoncam Sensizlik denizin en derin noktası göğsüme baskı yapan Sensizlik içimdeki boşluğu doldurmak için bütün deryayı alacak Sensizlik öyle uzun ki dünyayı dolaştıracak Sensizlik bir akşamda bütün çiçekleri soldurtacak Sensizlik neymiş ki Bana sürekli ölümü hatırlacak
Beğeni arzusunun gölgesinde siyaset
Sosyal medyanın, özellikle internet çağında doğan kuşakları beden ve akıl sağlığı açısından nasıl etkilediğini uzun süredir konuşup tartışıyoruz. “Güzel görün, iyi mekanlara git, pahalı kıyafetler giy ve hepsini paylaş” döngüsünden çıkmak giderek zorlaşıyor, bu döngü her geçen gün daha büyük kalabalıkları cezbediyor. Beğeni, sözde bir sınıf atlama
Filistin 'e Sevdalanmak
Başlıklar arasında görünce heyecanlandım. Filistin deyince heyecanlanmayan bizden değildir. Kalp ritmi bozulmayan, ölümü hemen istemeyen, yumruğunu sıkmayan, geçerim her şeyden demeyen bizden değil... Siz kimsiniz derlerse? Zaten günahlarla boğulmuş, Hakk'ı razı edememenin ızdırabına düşmüş, sonlu olan ne varsa gönül vermiş, çiçekleri ezmiş, bahara aldanmışların gönül penceresidir Filistin. Sisli ve puslu gönüle açılan pencere. İçeri giren ferah huzur verici maneviyat... Tam da uğurda can alıp can vermelik bir dava. Senin adına Filistin demişler ama anlamın galiba acı demek. Seninle olanlara değil, seni sevenlere bile hüzün verişin. O sarsıcı sevginin de bir parçası olsa gerek. Seni sevmek, ya uğrunda ölmeyi gerektirir ya da ızdıraplı bir sevgiyi. Başka yol bırakmazsın sen seni sevenlere. Keşke bahçende vurulup, secdeye kapanmış o son saniyeleri yaşayan bir genç olabilseydim. İsmail'ce boynunu uzatan, yusuf'ca kuyuda çırpınan, musa'ca zalime yumruğunu sıkan bir Ubeyde de biz olabilseydik. Ne vardı bahçende ölebilsek. Bahçesiz gönüllerimizi gülistan edebilsek... Sen Filistin'sin, biz sevdalı. Seni sevmenin bedeline hazırız. Gönder aşkının ızdırabını. Yansın alem...
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.