Göçmen Gözler
Bir de yüzyıllık isteğimiz...Anayurda göçmek! Ailece gitmek gerek buralardan. Anayurt denince yüreğim pıt pıt kabarır hep. Bir hasret büyür ki göğsümde can can...
Kudüs / Nizar Kabbani
Ağladım tükeninceye kadar gözyaşlarım
Namaz kıldım sönünceye dek kandiller
Usanıncaya kadar rüku ettim
Muhammed'i sordum sende kaybolan
Ey Kudüs, ey nebilerin çıktığı şehir
Ey Kudüs, ey şeriatler feneri
Ey parmakları yanan güzel çocuk
Hüzün var gözlerinde, ey iffet şehri
Ey Resulün uğradığı bahçe
Kaldırımlarında hüzün var
Minarelerinde hüzün
Ağladım tükeninceye kadar gözyaşlarım
Namaz kıldım sönünceye dek kandiller
Usanıncaya kadar rüku ettim
Muhammed'i sordum sende kaybolan
Ey Kudüs, ey nebilerin çıktığı şehir
Ey Kudüs, ey şeriatler feneri
Ey parmakları yanan güzel çocuk
Hüzün var gözlerinde, ey iffet şehri
Ey Resulün uğradığı bahçe
Kaldırımlarında hüzün var
Minarelerinde hüzün
Hüzün Hep En Öndedir.
Bu iletim 
Li-3 sevgili Yasin'e ithaftır.
Benim nenem yüz küsur sene yaşadı. Elimizde bir belge yok ama. Fakat iyi parmak hesabı yaparız. Sultan Reşat der. Parmaklarımızı sayarız. Atatürk yeni padişah olduydu der, parmaklarımızı. Maşallahı vardı nenemin. Eceliyle kaybettiği üç evladını toprağa verdi. Yaşlanıp
Erdem Bayazıt "ölüm risalesi"
Damla damla oluşuyor hayat
Ölüm kımıl kımıl
Duymak kolay
Anlatmak değil
Her an
Farkındayım
Az az öldüğümün
Nizar Kabbani (1923-1998)
Ey Kudüs, ey hüzünler şehri
Ey gözlerinden kocaman yaşlar akan
Kim durduracak düşmanları
Üzerine çullanan, ey dinlerin incisi
Kim silecek kanları duvarlarından
İncil’i kim kurtaracak
Kim kurtaracak Kur'an’ı
Kim kurtaracak Mesih’i kendisini öldürenlerden
İnsanlığı kim kurtaracakEy Kudüs, ey şehrim
Ey Kudüs, ey sevgilim
Yarın, yarın çiçek açacak limon
Sevinecek yeşil sümbüller ve zeytin
Gözler gülecek
Geri dönecek göçmen güvercinler
Tertemiz yuvasına
Ve geri dönecek çocuklar oynamaya
Buluşacak babalarla oğullar
Ey memleketim
Ey barış ve bereket şehri
Kudüs / Nizar Kabbani
Ağladım tükeninceye kadar gözyaşlarım
Namaz kıldım sönünceye dek kandiller
Usanıncaya kadar rüku ettim
Muhammed'i sordum sende kaybolan
Ey Kudüs, ey nebilerin çıktığı şehir
Ey Kudüs, ey şeriatler feneri
Ey parmakları yanan güzel çocuk
Hüzün var gözlerinde, ey iffet şehri
Ey Resulün uğradığı bahçe
Kaldırımlarında hüzün var
Minarelerinde
N. Pakdil.
Kudüs – Nizar Kabbani
Ağladım tükeninceye kadar gözyaşlarım
Namaz kıldım sönünceye dek kandiller
Usanıncaya kadar rüku ettim
Muhammed’i sordum sende kaybolan
Ey Kudüs, ey nebilerin çıktığı şehir
Vefa imandandır..
Gel yaralı serçem küsme bahtına..
Vurma kayalara o dertli başını..
Anka kuşu bile olsan göz dikmem tahtına..
Bir sen kaybetmedin ki can yoldaşını..
Ey kara hüznümün buğulu kiri, kıvrıla kıvrıla nere gidersin..
Ötelerden eğer sorarsa biri,
Bırakmadılar da gelmedi dersin..
Bir kuş kör kafeste babasız kalır..
Yetimce gözlerden yaşlar saçılır..
Ah gülmeyen gözler yollarda kalır..
Arasıra göçmen kuşum uç üzerimden,
Muhammed Mustafa'nin dava kokusu essin..
Paramparça etsin vefasız yüreğimi..
Vefasızım amma belki özlerim..
Belki yumuşar taştan yüreğim..
Gecenin Sonuna Dua - Garib Çoban
Bir an bir günü değiştirebilir.
Tek başımıza ve hep ikide bir olan sevme arzusuyla.
Bir dua bir hayatı değiştirebilir.
Fısılda beni yalnız kaldığımızda özlemlerine.
Ve bir dua dünyayı değiştirebilir.
Ey gönül unutma!..
Aşk sonsuz bir duada olma eylemidir.
Sevmek yetmiyor, sevilmeye de çalış.
Sana b/akıyorum teheccüt vakti duada.
Ve yaşadığım