Lilith
Çoğu kişinin isminden etkilenip kullanıcı adı olarak kullandığı , yarısından çoğunun ne olduğunu bilmediği hikayemizde bugün Lilith hanımefendi var. Kim ulan bu Lilith diye kısaca bir araştırma yaptım ( hiç yaşıma başıma da bakmıyorum eşek kadar adamım nelerle uğraşıyorum görüyor musunuz a dostlar :d ) Lafı çok uzatmadan bilgiselimiz başlasın..
Çay ve Rıhtım ve Piyano ile Kaybetmek
“Mersin limanında, rıhtımdaki Romen bandıralı konteyner gemisine yükleme yapılırken, kilidi kırılan konteynerden düşen bir piyano, oradan geçen çay yüklü bir kamyonun kontrolünü kaybederek denize uçmasına sebep oldu. Kayıp ve arama çalışmaları devam ediyor” Ne kadar saçma bir haber dedim kendi kendime ve televizyonu kapattım. Suratımda
Reklam
Bunu Bilmelisiniz!!
Nazım Hikmet’i anlatmak zor.. Sadece anlatmak değil, anlamak da çok zor.. Çünkü hiçbirimizin tüm hücreleri onun kadar hasrete bürünmedi. Hiçbirimiz nefes aldığımız zamanın yarısından fazlasını ya sürgünde ya da parmaklıklar ardında geçirmedik. Aşık olduk belki ama hiçbirimiz onun kadar aşık olup onun kadar özlemedik. İki buçuk aylık çocuğumuzu
Ve gece yarısından sonra başlar, tehlikeli hakikatlerin baş döndürücü sarhoşluğu.
Emil Michel Cioran
Emil Michel Cioran
kaldırım çocukları..:
“Şapkamın kenarını gözlerimin üstüne indirdim, pardösümün geniş eteklerini bir harmaniye gibi vücuduma sımsıkı doladım, ellerimi divan durur gibi önümde kavuşturdum, kendi kendime sarıldım ve yürüdüm. “Gece yarısından sonra üçüncü saat. “Beyoğlu kaldırımlarındayım. Ağır ağır yürüyorum. Caddenin kenar çizgileri bir makas ağzı gibi açılarak bana
Fahrenheit 451
Ve son olarak, kitabın ismini nasıl buldum? Eh, kitaba birçok isim verdiğim oldu. Bir ara ismi "Gece Yarısından Çok Sonra" idi. Bir süreliğine "İtfaiyeci"ydi. Ama bu isimlerin hiçbirini beğenmedim. Sonra kendime "Eh, kitaplar kaç derecede tutuşup yanar?" diye sordum. Sonra UCLA'in fizik bölümüne ve kimya bölümüne telefon ettim. Başka birkaç üniversiteyi aradım. Kimse bilmiyordu ve görünüşe bakılırsa kimse bu bilgiyi benim için arayıp bulamıyordu. Sonunda kafamda bir ışık yandı ve itfaiye teşkilatını aradım. "Beni itfaiye şefine bağlayın," dedim. Buranın, Los Angeles'ın itfaiye şefine ulaştım ve "Kitap kâğıdı kaç derecede tutuşup yanar?" diye sordum. "Bir saniye, hemen geliyorum," dedi. Geldi ve "451 Fahrenheit," dedi. Ben de, "Ah, bu güzelmiş," diye düşündüm. Bu kesinlikle güzel. Mükemmel. Sonra tersine çevirip "Fahrenheit 451" dedim ve işte size kitabın ismi. Ve önümüzdeki birkaç yıl içinde santigrat ölçeğine geçersek büyük hayal kırıklığı yaşayacağım.
Reklam
452 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.