Giray'ın kullandığı araç minibüsün arka tarafında durdu ve ilk inen kişi Marco oldu, bir elinde mandalina, bir elinde Barbie bebek tutarak. "Öncelikle," dedi hepimize doğru, sesi ince çıkıyordu, hızlıca düzeltti. "Öncelikle," dedi kendi sesine yönelerek, "Bu küçük hanım tarafından saatlerdir Barbie Stella olmaktan çok yoruldum." Hızlı adımlarla bize doğru yürüdü ve sonrasında elinde tuttuğu Barbie'yi Tugay'ın eline tutuşturdu. "Git Ölüm Timi yönet, milleti öldürmeden önce kum saati bırak yataklarına, adamların boynunu keserken kan banyosu yap ama gel burada minik bir kıza Stella olup," sesini inceltti, "ay sen ne kadar güzel olmuşsun, bebiş," sesini kalınlaştırdı, "diye konuş. Benden buraya kadar." Tugay, gülmemek için kendini zor tutarken "Ne var?" dedi sert bir tepki olarak. "Ben de Prenses Helena oluyorum ve her gün Prens Hugo için büyü yapıyorum ama senin gibi söylendiğim yok." "Çünkü o senin kız kardeşin amına koyayım," dedi Marco kısık bir sesle ama gözlerinden Nida'yı ne kadar sevdiğini görebiliyordum. "Benim için ise tatlı minik şirin prenses bir kız çocuğundan başka hiçbir şey değil." "Daha ne olacaktı Marco?" diye sordum. "Fazla abartıyorsun." "Tim'dekilere Barbie'den söz ederseniz yataklarınızda kum saatini bulursunuz."
Güzel ve oldukça tatlı küçük prenses gözlerim seninle dolu ve dudaklarım bir öpücük için titriyor duyularımda heyecana neden oluyor Bana nasıl hissettirdiğini seviyorum sana yakın olmayı seviyorum gülüşünle günlerimi değiştirdin Seni güçlü tutmak istiyorum yani beni bırakmıyorsun..
Reklam
Şeriat ve Kadın 1
ARAP PEYGAMBERİ MUHAMMED'E GÖRE KADININ TANIMI VE NİTELİKLERİ İki kadınım tanıklığı bir erkeğin tanıklığıma bedeldir (Kur'ân 2 Bakara 282) Kadınlar aklen ve dinen dün yaratıklardır.... (Arap Peygamberi Muhammed) Uğursuzluk üç şeyde vardır: karida ev'de ve at'da..... (Muhammed) Namazı kat'eden şeyler köpek, eşek, domuz
Beyaz Leke
"Öncelikle, bu küçük hanım tarafından saatlerdir Barbie Stella olmaktan çok yoruldum. Git Ölüm Timi yönet, milleti öldürmeden önce kum saati bırak yataklarına, adamların boynunu keserken kan banyosu yap ama minik bir kıza Stella olup," sesini inceltti, "ay sen ne kadar güzel olmuşsun, bebiş," sesini kalınlaştırdı, "diye konuş. Benden bu kadar." Tugay gülmemek için kendini zor tutarken "Ne var?" dedi sert bir tepki olarak. "Bende Prenses Helena oluyorum ve her gün prens Hugo için büyü yapıyorum ama senin gibi söylediğim yok." "Çünkü o senin kız kardeşin amına koyayım."
Kalem ile Kılıç
. "Alors, siz gerçekten en baştan anlatmaya başladığından emin misiniz?" Diye sordu genç adam bacak bacak üstüne atmış halde. Sırtını pek önemsemiyordu artık. . . "Bahçemde oturuyordum. Her şey sessiz sakindi, olurundaydı. Havada bulut, ruhumda tespit ettiğim hiç ur yoktu. Birden kendimi bahçemde, taşların dibinde biten çiçeğin yanında dizlerimin üstünde buldum. Neye uğradığımı şaşırdım, arkanızdaki çaydanlıktan çıkan buharlar gibi tütmeye başladım. Tam kendime ne yaptığımı soracaktım ki...Başladım İkinci Dünya Savaşı'nda Japonya Hükümdarı Hiroto'nun 1924'te Prenses Nagako ile evlendiğini, evliliklerinin dinamiklerini, her evlilikte inişlerin çıkışların olabileceğini anlatmaya. Ağzımdan çıkanı kulağım duyuyordu duymasına da beynim algılamıyordu." . . Saçlarının dibinden küçük bir ter damlasının aktığını hissetti. "Faysal." Gözlerini açtığında ise kendisine seslenildiğine emin oldu. "Faysal?" Evet. Adı Faysal'dı.. .
Yapay zekayla hiç büyümeyen bir kıza yazılan masal..
Bir zamanlar, uzak bir ülkede, kalbi bebeğinden kırık küçük bir kız yaşarmış. Kız, yıllar geçmesine rağmen hiç büyümemiş ve hep çocuk kalmıştı. Günün birinde, imkanlar dahilinde olsa da, uykusunun cibinliğini göğe doğru iyice açarak, yıldızlara masalını anlatmaya karar vermişti. Kız, yıldızlara bakarak masalını anlatmaya başlamış. "Bir
Reklam
174 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.