İnsanların ruhunu öldürüyorlar anne’ demişti Maksim Gorki: İşte asıl cinayet bu. Utanılacak bir cinayet. İnsanlar gün içinde kalabalıkları, kalabalıklarıyla ne kadar da incitiyor değil mi ruhumuzu? Kalbimizi nasılda kırabiliyorlar. Oysa Platon şu nasihatte bulunur: Nazik olun. Çünkü karşılaştığınız herkes farkında olmadığınız zorluklarla
youtu.be/4xpBpMn-_u0 Osmanlı donanması Teğmeni Cemil Bahri Könne (Kunneh), cesur, dürüst, samimi, beyefendi, aktif, güvenilir, iyiliksever ve hümanist bir insan olarak tanınır, her zaman mağdur ve zayıf insanları koruması ve kollamasıyla bilinir. Bir asır önce bir Osmanlı deniz subayı tehcirde yer almayı reddetmiştir. 1915-17 Ermeni
Reklam
VAR MI SİZİN DE BÖYLE CİNNETLERİNİZ? “Deliler ile benim aramdaki tek fark, onların bunu kabullenmemesidir. Oysa ben biliyorum deli olduğumu.” diyor, sürrealist ressam Salvador Dali. Dünyanın büyük çoğunluğu onun deli olduğuna, geri kalanıysa dahi olduğuna inanıyor. Hem deli olmak, dahi olmaya engel mi? Ya da tam tersi; dehalar da bir gün
American Gothic 1930
Hayatının ilk yıllarını küçük bir kasabada geçiren Grant Wood, ilk resimlerini de burada yaptı. Chicago Güzel Sanatlar Enstitüsü'nde eğitim gördü ve ardından Avrupa'yı gezdi. Fransa ve Hollanda'ya gittiğinde, resimlerini sonradan çok etkileyecek Rönesans ve Gotik Flaman Okulu üzerine çalışmalar yaptı. Litografi, seramik, ahşap ve metal üzerinde çalışmalarda bulundu. Ressamın en ünlü yapıtı olarak bilinen ‘American Gothic', günlük kıyafetleri içinde, gotik bir pencerenin önünde duran iki insanın resmidir. Mistik bir atmosferde, Rönesans etkilerinin hissedildiği tablodaki kadın Wood'un kız kardeşini, erkek ise diş doktorunu temsil ediyor. Ressam, ABD'nin kırsal kesimindeki geleneksel ve bölgeci anlayışa vurgu yapıyor. Eserdeki kadın, koloniyel tarzda bir kıyafet ve yüzündeki mimikle dikkat çekerken, erkeğin elindeki saman tırmığı, zor koşullar altında çalışan işçi sınıfını simgeler. Çiçekler ve evin genel görünümü, tipik bir Amerikan ailesini yansıtır.
Rain, Steam And Speed 1844
Joseph Mallord William Turner, 1789'da Kraliyet Akademisi'ni bitirdikten sonra İngiltere'yi gezdi ve seyahatleri sırasında onlarca deftere, hem notlar aldı hem küçük çizimler yaptı. Çalışmalarının ilk meyvelerinde, suluboya ve yağlı boya kullanmasına rağmen sonunda yağlı boyada kendini bulduğunu anladı. 1819'da İtalya'ya yaptığı ilk seyahatten sonraki bazı eserlerinde klasik döneme ait izler bulunur. 'Rain, Steam and Speed' adlı eserinde ise empresyonizmin ilk izleri görülür. Geride, 300'den fazla yağlıboya eser bırakan İngiliz ressam, modern resmin de öncüsü kabul edilir. En ünlü tablosu olarak bilinen 'Rain, Steam and Speed'de, Büyük Batı Tren Yolu'nu resmeden sanatçı, sanayi devriminden sonra değişen ve hızla farklı bir yöne gden topluma bir gönderme yapar. Belli belirsiz resmedilen tren, buhar, hız ve yağmurun arasında flulaşarak yol alır.
Birth of Venus 1485
'Küçük Fıçı' lakabıyla anılan ünlü İtalyan ressam Botticelli, Fra Lippo Lippi'nin yanında resim ve geometri dersleri aldı. Yeteneği sayesinde, 1480'de, Sistina Şapeli'nde, kendi fresklerini çizmeye başladı. İlk çalışmalarında dinsel, mitolojik ve alegorik etki görülse de, Botticelli, aslında güzelliğe tutkun bir sanatçı olarak ön plana çıktı. Çevresi tarafından da bilinen kaygılı mizacı, sanatına yön vermesinde etkili oldu. Döneminin sanatçılarından, tablolarındaki zengin ayrıntıları, uzun boylu ve ciddi insan ifadeleri ile fark yaratmayı başardı. 1485'te yaptığı 'Venüs'ün Doğuşu' adlı eseriyle, kariyerinde üst basamaklara tırmandı. Yapıtta, tanrıça Venüs'ün bir deniz kabuğundan doğduğu ve çıplak güzelliğiyle etrafındakileri büyülediği an resmedilir. Botticelli'nin Venüs tasviri, diğer sanatçılardan farklı olarak biraz erotiktir. Göğsünü ve cinsel organını tam kapatamamış olması dikkat çekicidir. Bu kapatma biçimi sonra birçok heykeltraş tarafından taklit edildi. Sanatçının diğer eserlerinden bazılarının yakıldığı, ancak yasak olmasına rağmen pagan etkisi taşıdığı açıkça görülen bu eserine dokunulmadığı bilinir.
Reklam
207 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.