Ağladım
Aklıma düştü gözlerin Boynumu büktüm ağladım Elveda dediğin yerin Yanına çöktüm ağladım Oturduk sanki göz göze Hayalinle ben diz dize İki çay söyledim bize
Rus Ordusunda Bir Kürt Generali: Guli Cafer Ağa
Makale / Fırat Sözeri I) Rusya’nın Güney Kafkasya’yı İlhakı ve Rus-Kürt İlişkilerinin Başlangıcı          Güney Kafkasya’nın yerli halklarından biri olan Kürtler çok eski dönemlerden itibaren bölgede meskûndur. Kürtlerin ön ataları olan Gutiler, Mittaniler ve Medlerin, Kura ve Aras Havzası’na kadar yayılım gösterdiği bilinmektedir (Vertyayev,
Reklam
İnsanoğlunun birtakım sıkıntılarla karşılaştığında bunu zamana bağlaması kadim bir yanlıştır. Bu yanlış, günlük hayatımızda sıklıkla tekrarlanan bir durumdur. Karşılaşılan sıkıntıların sebeplerinin bir tarafa bırakılıp “ne kötü bir çağ”, “ne günlere kaldık” denilerek en kestirme yolun seçilmesi ve problemin kaynağı olarak izafi bir olgu olan
YIKILMA SAKIN Kötü şey uzakta olmak Dostlarından, sevdiğin kadından Yasaklanmak bütün yaşantılara Seni tamamlayan, arındıran Kapatıldığın dört duvar arasında Sağlıklı, genç bir adam olarak. Neler gelmez ki insanın aklına Sevinçli, özgür günlere dair Kalmıştır yüzlerce yıl uzakta Onunla ilk kez öpüştüğün şehir Acı, zehir zemberek bir hüzün Kalbinden gırtlağına doğru yükselir. Görüyorsun işte küçük adamları Köhnemiş silahlarıyla saldıran sana Kimi tutsak düşmüş kendi dünyasına Kimisi düpedüz halk düşmanı Diren öyleyse, diren, yılma Yürüt daha bir inatla kavganı. Babeuf'u hatırla, Nazım Hikmet'i Bir umut ateşi gibi parlayan zindanlarda Hatırla Danko'nun tutuşan kalbini Karanlıkları yırtmak arzusuyla Ve faşizme karşı, zulme, zorbalığa Düşün acılar içinde vuruşan kardeşleri. Elbette vardır bir diyeceği, bir haberi Bir kaçağa çay sunan Kürt kadınlarının Dağlar dilsizdir, yalçındır Ama gün gelir bir diyeceği olur onların da Ve dağlar, ıssız tarlalar başladı mı konuşmaya Susmazlar bir daha, söz artık onlarındır. Kötü şey uzakta olmak Dostlarından, sevdiğin kadından Yasaklanmak bütün yaşantılara Seni tamamlayan, arındıran Ama bir devrimciyi haklı kılan Biraz da acılardır unutma. Yıkılma sakın geçerken günler Yaralayarak gençliğini Onurlu, güzel geleceklerin Biziz habercileri düşün ki Ve halkın bağrında bir inci gibi Büyüyüp gelişmektedir zafer. Ataol Behramoğlu ( 1942 - ) Yeni Dergi, 57. sayı, Haziran 1969, Sayfa 538  
Aklıma düştü gözlerin, Boynumu büktüm, ağladım. Elveda dediğin yerin Yanına çöktüm, ağladım.. Oturduk sanki göz göze, Hayalinle ben diz dize, İki çay söyledim bize. Bi tütün yaktım ağladım…
Şüphesiz hapishane ve kürek cezaları caniyi düzeltmez, onu ancak cezalandırır. Beri yandan toplumu, suçlunun ilerideki kötü hareketlerinden ve eylemlerinden korur. Suçluda da, tutukevi ve en ağır kürek cezası, ancak kin,yasak zevklere karşı arzu ve korkunç bir ele avuca sığmazlık geliştirir. Ama sarsılmaz inancıma göre, ünlü ayrı hücre sistemi de yanlıştır, aldatıcıdır, ancak görünüşte amaca ulaştırır. O, insanın hayat özünü çeker, ruhunu hırpalar, zayıflatır, sindirir. Sonra da bu ruhça kurumuş insan mumyasını, yarı delirmiş halde iken düzelme, pişmanlık örneği olarak gösterirler. Doğal olarak, topluma karşı gelen bir cani, ondan tiksinir ve hemen her zaman kendini haklı, toplumu suçlu görür. Bundan başka, verilen cezayı da çekmiş; bu yüzden kendini aşağı yukarı temizlenmiş, topluma karşı borcunu ödemiş sayar. Ölüler Evinden Anılar, Fyodor Dostoyevski
Reklam
1.000 öğeden 541 ile 550 arasındakiler gösteriliyor.