Çocukların Gelişim Dönemlerine Göre Okuması Gereken Kitaplar
📌2 Yaş: Çocuğun dünyasıyla ilgili resimler içeren kitaplar sunulup, yetişkinler yardımıyla çocuğa yorumlatılabilir. 📌2-4 Yaş: Resimli boyama kitapları verilebilir (kitaplar hazır çizgili resimlerden oluşmamalı). 📌4-6 Yaş: Sayı ve harfleri tanıtma amaçlı kitaplar, altlarında birer kelime ya da kısa cümleler bulunan resimli kitaplar verilmeli.
Şehir Faresi ile Tarla Faresi Masalı Şehir faresi arkadaşı tarla faresini her zaman tarlaya giderek ziyaret edermiş. Onu konuk olup her gün beraberce yemeklerini yerlermiş. Bir gün şehir faresi, arkadaşı tarla faresini yaşadığı şehre davet etmiş. Şehir faresi o kadar çok ısrar etmiş ki sonunda şehir hayatını pek sevmeyen yoksul tarla faresi;
Reklam
400. doğum yıldönümünde saygıyla..
"İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır." Jean de La Fontaine Bütün bu hayvan masalları geniş bir insanlık komedyasının birer sahnesidir sadece...
Şişmiş egolar için ilkokulda La Fontaine masalları anlatılır. Kurbağa bir gün öküz görmüş çayırda, o kadar hoşlanmış, bayılmış boyuna posuna. Kendisine baksanız, boyu yumurta kadar ama kurbağa bu anlamaz ki. Ökuze bakmış, kabarmış, kabardıkça şişmiş, gerilmiş. Nefes alamayacak hale gelmiş. Sormuş etrafındakilere öküz oldum mu diye. Sadece şişmiş kurbağa oldun, demişler. Kurbaga daha da hırslanmış, iyice şişirmiş kendisini ve beğenmiş böbürlenerek büyümesini. Demişler ki vazgeç bu sevdadan. Sonra iyice hiddetlenmiş kurbağa, şişmiş, şişmiş, sonunda o kadar şişmiş ki çat diye çatlamış ortasından. Kendini beğenmek, büyüklük hissi, megolamani narsisim. La Fontaine'e saygıyla...
FRANSIZ EDEBİYATI ve ÇOCUKLUĞUM...
Çocukluğumdan bu yana Fransız yazarlar ve eserlerinin, üzerimde büyük bir etkisi vardır. Birkaç kelam etmezsem hatırları kalır üzerimde. Üstelik Fransız edebiyatının Türk edebiyatındaki yerini, sadece “etkilenme” olarak sınırlamak yetersiz kalacaktır. Bazen iç içe geçmiş, bazen kendini sorgulatmış, bazen de birlikte ilerlediklerini görmek
Gül ve Düşün
...Musa Dinç!.. bigâne bir yaratık. Serzenişleri ile yardımlaşmış, tahayyül ve noktasız bir ok gibi ağaca saplamış çocuklarımızı. Müstehzi konusu olmuş her şey. Ne mi diyorum? “Gül ve Düşün.” Reflü olması bu insanoğlu, hayvanlar gibi Dinç gibi bir belirti ya da nadan olamaz. “Binbir Gece Masalları, La Fontaine, Çocuklar ve Ev Masalları vesaire vesaire.” bunlarda müstehcen tümceler geçiyor mu? Hayır! Peki, tahayyüç? Evet, mutlaka! Çoşku, sevinç, akıl, tümleç, hayal, tabiat... bunlar lazım fakat; tecavüz, istismar... bunlar cürüm. Bir de hayvanlara karşı... bir de çocuklar(?) bunu okuyorlar. Netice; bilinç ve us... birleşiyor ortaca korkunç bir şey çıkıyor. Tahayyül ediyorlar bu daha korkunç. Korkunç...! Bu kitabı nüsha ile yapılandırmış Musa Dinç (kendini muharrir) sanıyor(!) heyhat! Cevval bir, bilirkişi fakat enikonu yaratamamış dünyasını, ya da orta dünyasını. Sapık bir adam ki bunları kitabına döküyor... döküyor, ve bizler okudukça bir yenilenme oluyor ve bu durumda dimağımızın derinliklerinde bu cümleler kanıksanıyor, yani aksülamel oluşuyor. Kâbus bir rüya, rüya mı? Engebeler sığ gibi taşıyor yüzeylerinde, siğil bir virüs gibi inaniyet uzvunun damarlarına yerleşmiş panzehiri. Lütfediyorum! Musa Dinç: “Gül ve Düşün.” adlı kitap kaldırsın. Çocuklarımız gadir içinde yüzmezsin. Deniz varken oltaya takılmasın.
Reklam
19 öğeden 11 ile 19 arasındakiler gösteriliyor.