Cengiz Aytmatov, kitabında “mankurt” kavramı ile ilgili çarpıcı bir şekilde sosyolojik bir saptama yapar. “Mankurt”, geçmişini unutmuş, bedeniyle ve ruhuyla karşı tarafın emri altına girmiş, yeni efendisine yaranmak için kendi değer yargılarına, ölçülerine, ailesine ve halkına bilinçsizce ihanet edenlerin ortak adıdır.
Mankurt musun? Değil misin?
Reklam
Varlık algınıza yabancıların dillerinden yapılan tercümeler "çoğunlukla" sizin lisanınızda değil, varlık algınıza yabancıların, yabancılıklarının çevirisidir. Tercümenin neticesine kendi dilinizin adını kondurabilmeniz için, tercümanın piç olmaması gereklidir. Bir başka deyişle; başka dildeki bir metni, kendi dilinize tercüme edebilmeniz için mankurt olmamanız şarttır. Dolayısıyla, çeviri yazılımları ve onlardan daha üstün olan sınırlı-bilinçli yazılımlar -yapay zeka denilebilir- yani diğer bir değişle makinalar, emtianın kullanım kılavuzlarını tercüme etmekten öte iş göremeyecekler. Misal; makina, konuştuğum dilin anlama kodlarını kullanarak, dilimin ontolojik iskeletindeki korozyonu temizleyebilecek asitleri kullanarak Şlayermaher tercüme ettiğinde, sözümü yiyebilirim. Yani makinadan belki beklerim de mankurttan ümidim olmaz.
Mankurtlar, mankurt olmayanları mankurt olmakla suçluyorlar. Onlar için mankurt olmak bir mesele değil aslında. Tek mesele, onun olduğu tarafın mankurtu olmamaları.
Bir annenin feryadı 😮‍💨 Oğlu mankurt olan bir anne İşkence zaten başlı başına bir dram 🤕
140 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.