Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kürt olmak.. Zerdüş'ün Avesta'sında'da özgür insan Musa'nın Tevrat'tında devlet-i Medya'dır Göklere yükselen İsa'nın İncil'inde bilge çetindir, çetin savaşçı. Kürt olmak.. İnsanlığın hayat bulduğu Kürdistan'da Bir tufandan Cudi Dağı'na demir atan İlk Kürdün, Kürtçe'nin
Kürt olmak.. Zerdüş'ün Avesta'sında'da özgür insan Musa'nın Tevrat'tında devlet-i Medya'dır Göklere yükselen İsa'nın İncil'inde bilge Kuran'ı Kerim'de çetindir, çetin savaşçı. Kürt olmak.. İnsanlığın hayat bulduğu Kürdistan'da Bir tufandan Cudi Dağı'na demir atan İlk Kürdün,
Reklam
GİTSİNLER Mİ?
"Önce Ermeniler gitsin, İstanbul'u İstanbul yapan değerleriyle; Dolmabahçe Sarayı'nı, Çırağan'ı, Kuleli'yi, Selimiye Kışlası'nı, Malta Köşkü'nü, Beyazıt Kulesi'ni,
AŞK kavramının ince tanımı....!
“ Aşka ömür biçilmez! Süre biçilen yerde ise aşk yoktur. Sorunuz karşı cinse duyulan sevginin yoğunlaşmış biçimi olarak aşkla sınırlı. Oysa aşk olgusu bunun üstünde bir varoluş, bir kültür meselesidir. Kısaca, hangi kültürü taşıyorsanız, o kültürün "aşk” olgusunu yaşarsınız... Bu halkın Ferhat ile Şirin'i, Leyla ile Mecnun'u, Mem u Zin'i vardır. Ve halkın yaşattığı bu destanlarda, bu kültürde aşkın ne süresi vardır ne de sonu. Bu, kadın ve erkeğin birbirini sevmesindeki niteliktir, düzeydir. Bu nitelik aşktır... Marks'ın dediği gibi; “burjuvazi gölgesini satamadığı ağacı keser”. Burjuvazinin dünyasında Ferhat ve Şirinlerin sevda ağaçları tüketim kültürünün balta darbelerine maruz kalır. Aşk bir varoluş biçimidir derken, aşkı karşı cinslerin ilişkisi anlamında daraltamayız. Aşk hali ya da aşıklık; hayata, halka, insanlara, doğaya, kavgaya ve bir insana… kısaca seni vareden her şeye insan olmanın erdemiyle yaklaşabilmektir. Bu hali kişiliğe dönüştürmüş onurlu bir insanın karşı cinsle sevgiye, güvene, paylaşmaya, sadakate ve sonsuzluğa dayalı kuracağı karşılıklı ilişki de elbette aşka tekabül eder. Bugün insanlarımızın kafasına aşkın ömrü şu kadar gündür, aydır, yıldır teranelerini sokanların hayatına bakın. Burjuvazinin allayıp pulladığı Televole ilişkilere bakın. Küçük-burjuva aydın, sanat takımının yaşadığı alçalmaya bakın. Bu kesimlerin hiçbiri gerçek aşkı, sevgiyi, bağlılığı, mutluluğu yaşamamıştır, bilmezler. Onlar aldatmayı yaşar, onu yazarlar, köpekleşirler ve bu matah bir şeymiş gibi köpekleşmelerine “aşk” adı"
#uyumadan önce yazmak istedim
Şöyle bakıyorum da 1k uygulamasına iyi kide katılmışım insanların profillerine bakıyorum, biyografideki şiirlerini okuyorum(aslında belki de kalplerini okuyorum)bilemem, 1 tane bile taşkın ruhlu insan yok hepsi nadir kalpli tertemiz ruhlu insanlar HEPSİ KİTAP OKUYAN İNSANLAR bu muhteşem bir şey.. biraz büyük yaşta abilerle hatta amcalarla karşılaşıyorum🥰 şaşırıyorum aslında.. ilkokul mezunları var mesela ama kitap okuma aşkıyla yaşamış adam... Çok güzel kitaplar okuyor ve ruhu da kalbi gibi tertemiz.. yani aslında çoğu sosyal medya uygulaması o kadar boş bir zaman kaybıyken bile çoğu kişi zamanını öyle uygulamalarda harcarken, bazı insanlarında saatlerce kitap alıntıları okumayı tercih etmesi yada okuduğu kitabı paylaşmanın heyecanını yaşaması nadir görülen muhteşem bir mücevher gibi.. fazla bir şey söyleyemiyorum ama mutluyum. Böyle insanların olması beni hayata bağlayan küçük bir damar gibi.. Hepinize teşekkür ederim.. Biliyorum hepimizin farklı hayatları farklı yaşamları farklı hikayeleri var.. "Bir gün başka bir gerçeklikte hepinizin sırlarını, hayallerini ya da hayat mücadelelerini dinleyip hepinize içten içe sarılmak dileğiyle.." Hoşçakalın güzel insanlar, masalların perileri,prensesleri,prensleri Sokağın tatlı tontiş teyzeleri🤗, yakışıklı amcaları.. krallıkların lordları, aşıkların LEYLA'ları MECNUN'ları MEM Û ZİN' leri kuşlar ağaçlar çiçekler yıldızlar ay ve gece hoşçakalın..🌸
Mem u Zin
Cizre beyi, Mir Zeynuddin'in Zin ve Siti adlarında iki tane bacısı vardı. Zin, beyaz tenli, beyin can ciğeriydi. Bey onu çok severdi. Siti ise esmer, selvi boylu biriydi. Tacdin, beyin divan vezirinin oğluydu. Hikâyenin ana kahramanı Mem ise Tacdin'in manevi kardeşi ve dostu. Botan bölgesinde baharın müjdecisi olan Mart ayında (21 Mart Newroz), eğlence ve bayram günlerinde çoluk çocuk bütün Cizre halkı kırlara çıkar süslenirdi. İşte böyle bir günde Mem ile Tacdin de herkes gibi bu şenliğe katıldı. Zin de ordadır ve Mem onu gördüğü ilk anda bayıldı. Kendine geldiği zaman da ilk görüşte aşık olduğunu arkadaşına anlattı. Bunun üzerine de Cizre'nin önde gelenleri aracı oldu ve Zin'i, babasından istediler. Aslen Botanlı olmayıp İran'ın bir köyünden (Merguverli) olan Beko, beyin hizmetkârıdır. Beko beyin, Zin'e vermesin diye, “Efendim Tacdin kendi tarafından Zin'i Mem'e verdi” yalanını uydurdu. Çünkü Beko, Mem ve Zin'in kavuşmasını istemedi. Bunun üzerine kızan bey, “And içerim ki, Zin'i eş olarak Mem'e vermeyeceğim!” dedi. Mem'i de zindana attı. Zin ise Mem gibi, ilk gördüğü andan beri o kadar aşık oldu ki günden güne üzülüp eridi. Zindanda olan Mem ise kederden dolayı orda öldü. Cenazesinin kaldırıldığı esnada Tacdin Beko'yu gördü ve bıçak saplayarak öldürdü. Zin, Mem'in mezarının başından hiç ayrılmadı ve orada da can verdi. Bey ise Mem'in mezarını açtı ve Zin'i de oraya gömdü. Kavuşmalarına engel olan Beko da hemen yanı başlarına gömüldü.”
Reklam
Mem u Zin için bir mektup yazmıştı bir arkadaş o kadar güzeldiki bir gün tekrar o mektup yazılır ve okunur Basra çöllerinde kalanlara yol hasret olur.
141 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.