Karacaahmet
Deryada sonsuzluğu zikretmeye ne zahmet! Al sana, derya gibi sonsuz Karacaahmet! Göbeğinde yalancı şehrin, sahici belde; Ona sor, gidenlerden kalan şey neymiş elde? Mezar, mezar, zıtların kenetlendiği nokta; Mezar, mezar, varlığa yol veren geçit, yokta... Onda sırların sırrı: Bulmak için kaybetmek. Parmakların saydığı ne varsa hep tüketmek. Varmak
Unutmayasın! Elindeki sırrı saklayamayana, Yeni sır vermez Sırların Sahibi.
Muhyiddin İbn Arabi
Muhyiddin İbn Arabi
Reklam
Mezar, mezar, zıtların kenetlendiği nokta; Mezar, mezar, varlığa yol veren geçit, yokta... Onda sırların sırrı: Bulmak için kaybetmek. Parmakların saydığı ne varsa hep tüketmek. Varmak o iklime ki, uğramaz ihtiyarlık; Ebedi gençliğin taht kurduğu yer, mezarlık. Ebedi gençlik ölüm, desem kimse inanmaz; Taş ihtiyarlar, servi çürür, ölüm yıpranmaz.
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
"Kadın, Cemal'e ve ism-i Hafiz'e aynaydı. İlahi esmanın bin nakşıyla işlenmişti ilmek ilmek. Ruhu ve bedeni cemali isimlerin türlü türlü rengiyle bezenmişti. İlahi sırların sırrı saklanmıştı tohum misali özünde. O sır dökülmemeliydi ayağa. Örtüsü sarmalıydı o sırrı; tıpkı tohumun özünü saran kabuk misali."
Örtüde 70 Esma
Örtüde 70 Esma
Bohem Bir Martı
“Neden sürekli denize bakıyoruz” diye sordum martıya. Kanatları büyük, gagası keskin, gözleri kırmızı bir martıydı! “Geçmişte kalan yüzleri, sesleri hatırlamak için gözlerini denizden ayırmayanlar da vardır ama çoğu yüreği soğusun, derdini unutsun diye bakar. Bazısı denizin sırrını merak eder, sahile vuran dalgaların sesine karışmış fısıltıları
Deryada sonsuzluğu zikretmeye ne zahmet! Al sana, derya gibi sonsuz Karacaahmet! Göbeğinde yalancı şehrin, sahici belde; Ona sor, gidenlerden kalan şey neymiş elde? Mezar, mezar, zıtların kenetlendiği nokta; Mezar, mezar, varlığa yol veren geçit, yokta... Onda sırların sırrı: Bulmak için kaybetmek. Parmakların saydığı ne varsa hep tüketmek. Varmak
Reklam
72 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.