Kıbrıs’ta şehit düşen bir subayın oğlu olan Sezercik’in hikayesi bol bol gözyaşı döktürse de, mutlu sonla noktalanır. Asker kıyafeti ve çakı gibi duruşuyla, askerliğin yaşının olmadığını, her Türk’ün asker doğduğunu göstermektedir Küçük Mücahit. Sünnet düğünü veya 23 Nisan kostümü değildir üzerindeki; vakur duruşu ile bir Türk askeridir artık o. Büyükler gibi konuşan, büyüyüp küçülmüş çocuk karakterlerin büyük fedakarlıklarına alışkın olan melodram seyircisi için de bunda yadırganacak bir şey yoktur. “Paşa oğlum” sözleriyle büyüyen, aldığı “eğitim” sayesinde Tarihi sadece “Türk askerinin büyük fedakarlıklarla kazandığı veya ihanetler yüzünden kaybettiği savaşlardan ibaret” gören her ortalama Türk çocuğu zaten bir “Küçük Mücahit” olarak yetiştirilmektedir. (Birikim Sayı 207, Temmuz 2007, Hilmi Maktav)