Üniversite sıralarında yazdığım küçük bir hikâyenin anısı... :)
ALÂATTİN Güneş ufukta yükselirken yeryüzü derin bir uykudan uyanmak üzereydi. Kuşlar cıvıl cıvıl şarkılarını söylüyor, insanların hayat karmaşasına tatlı bir ahenk katıyordu. Düzen olması gerektiği gibi ilerliyor, Gök Kubbe heybetiyle insanların karşısına çıkmaya hazırlanıyordu. Zaman hızlıca akıyor, küçük evlerin küçük yaşantıları, küçük bir
BEKİR HAZAR- Dağılacaklar
İSLAM coğrafyası ile Afrika'ya kadar uzanan fitne-kan-zulümsömürü sistemine karşı öfke büyüyor. Ve dahası "Nereye kadar" sorusu artık sıklıkla tartışılıyor. Çakallar nereye kadar kan emmeye devam edecek? Yoksa oluşturdukları kan gölünde boğulup gidecekler mi? Bir bakıyorsunuz BM gibi bir örgüt teröristin yanında yer alıyor. Kafanızı
Reklam
Hiçbir Zaman Geç Değil...
Harland Sanders, henüz 6 yaşındayken babasını kaybetti. 16 yaşında okulu bırakmak zorunda kaldı, 17 yaşına geldiğinde tam dört farklı işten çıkarılmıştı. 18 yaşındayken evlendi ve 22 yaşına kadar trenlerde kondüktörlük yaptı. Çocukları oldu ama eşi bebekleri de alarak Sanders’i terk etti. Bunun üzerine Sanders, Amerikan Ordusu’na girdi ancak bir
İsmail Hakkı Tonguç(Köy Ensitülerinin Mimarı)
Köy Enstitülerinin kurulup geliştirilmesinde rol oynayan bir eğitim bilimci, Türk eğitim dünyasına adını "Tonguç Baba" olarak yazdıran idealist bir öğretmen İsmail Hakkı Tonguç. 8 çocuklu bir ailenin en büyük çocuğu olarak 1893 yılında Bulgaristan'da dünyaya geldi. İlkokul eğitimini kendi köyünde, rüştiye eğitimini ise Silistre'de
"Bu ümmetten bir topluluk sabahlara kadar yiyip, içip ve eğlenecekler, sabaha ise domuz olarak çıkacaklardır.. Orada bir takım kabile ve yerleşim yerleri sabaha kadar darmadağın edilecek ve sonra da "bu gece falancalar, falancaların evleri tarumar edilmiş" denilecektir. Onların üzerine, Lut kavminin üzerine gönderildiği gibi taş
Ruhumuzu Verdik, Bedenimizi Bize Bıraktılar
Türkiye’de kültürel manada bir kimlik inşa edilemedi mi? Düpedüz bir kültür soykırımı var. Biz soykırım yapmadık ama uğradık, kültür soykırımına uğradık. Bizi belirleyen ne varsa, hangi özellik varsa bunlar yasaklanmıştır. Dilimiz, yazımız, mimarimiz, kılığımız, kıyafetimiz, müziğimiz…1920’lerin ortalarından 1950’lere kadar Türk müziği
Reklam
250 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.