Şimdi,
Bir terzi nasıl işliyorsa kumaşı,
Ve bir anne, iğne iplikle elindeki işi,
İşte o kadar iç içeyim seninle.
Her an ve her saniye,
Nasıl taşıyorsam gönlümde bu aşkı,
Hiç aklımdan geçmez nasıl yorgun düştüğüm.
Bir saat tıkırtısı habercisiyse yaşadığımın,
Ve bu beyaza bürünmüş toprak öldüğümün.
Üzülerek farkındayım,
Zamanın dolduramadığı boşlukta,
Gökten düşen bir yıldız gibi kaybolduğumun.
Çözmek şimdi bu bedenden bu yalnızlığı,
Düğüm düğüm, düğüm düğüm çözmek şimdi.
Ne boşmuş bu sokaklar oysa,
Oysa ne kalabalıktı bu sokaklar,
Senle yürüdüğüm.
Ve bu sokaklarda senden sonra gördüğüm,
En güzel acıydı yalnızlık.
İşte o zaman anladım,
Öyle başı boş akıp gitmediğini zamanın.
Ve usulca yürürken sokak ortasında,
Yanımdan geçip giden zamanın,
Beni geçmişe götürdüğüne şahit oldum.
Ahmet Ekinci