OKAN TAŞDELEN/ KOZA 1283
Kitap yorumuna geçmeden önce sevgili Okan Bey'e teşekkürlerimi sunuyorum kalemi daim olsun.
Koza , kitap kapağı üzerinde yazıldığı üzere tarihi bir roman.
Ana karakterimiz Kemal kitap yazma hayali olan bir gençtir. Terzi olan Nazımın dükkanına sık sık uğrar Kemal. Nazım usta günün birinde genç bir hanıma ısrarlara rağmen yeşil kumaştan satmaz. Tüm roman da bu kumaşın hikayesinde gizli değil midir zaten?
Kemal, Nazım ustanın ölümüyle boşaltılan terzi dükkanında satılmayan yeşil kumaşı bulur...
Küçük Mehmet, Dramada katledilen ailesinden sonra yalnız başına kalmıştır. Terzi Sacit'in yanında çırak olarak işe başlar ve hayata yaşama tutunur. Kimliksiz, kimsesiz olan bu Mehmet, terzi Sacit'in ölen oğlunun kimliğini kullanır. İşte yeşil kumaşın hikayesi yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaktadır.
Zaman geçer herşey düzene girer hatta kitap yazma hayali olan Kemal, KOZA adında terzi dükkanı açar. Döneminde çok ünlenen bir terzi dükkanı...
Herşey düzene girmiştir ama Kemal'in elinde gizemi çözülmemiş bir tabaka vardır.
Bu tabakanın gizemi nedir?
Kemal tabakanın hikayesini çözebilecek midir?
Koza 1283Okan Taşdelen · Narsist Kitap Yayınları · 01 okunma
''İnsan maalesef unutan bir varlıktır. İnsanın bu zaafı, sistemin gerici eğitim kurumları, feodal aile yapısı ve işbirlikçi medya tekelleri tarafından da beslenir.''
Dostlarım, evet ben terzimi severim. Çünkü ona her gittiğimde, benim ölçümü yeniden alır. Ama ötekiler öyle değildir. Bir kez benim hakkımda karar verirler, ölünceye kadar da, beni hep aynı gözle görürler.’
insanın annesinin terzi olması özellikle tadilat gerektiren parçalar için büyük şans. bu şansı katlamak niyetiyle ben de dikiş kursuna başvurmuştum, olmadı, belki yeni dönemde sıra gelir ve bu kez mutlaka huni de takarım.
Yarım Kalmasın, Hatice Günday Şahman’ın H2O Kitap’tan Mart 2024’te çıkan öykü kitabı. Kitapta, bazıları birbirine bağlı, on iki öykü yer alıyor. İnsan yaşamındaki yarım kalmışlıkları, tamamlanamamışlıkları, isteyip de ulaşılamayanları konu alan kitabın ilk öyküsü “Yarım Kalmasın Hiçbir Öykü” başlığını taşıyor. Öykü, Sahaf Mutahhar ile Terzi
Ah terzi Botter ah!
Ayşe Övür Hanımefendiden İstanbul Kitap Fuarında imzalı aldığım Botter Apartmanı'nı birkaç saatte okuyup bitirdim. Çıtır çerez, fındık fıstık. İstiklal Caddesinde Tünel'e yakın bir yerde konuşlanmış Botter Aparmanı'nın öyküsü beni malesef çok etkilemedi. Edebi değeri var mı tartışılır. Aklımda bir cümle kaldı mı? Hatırlamıyorum. Klişelerle örülü bu hikaye bana yeni bir şey sunmadı.