Başımıza gelen hadiseler bizi çıkmaza götürdüğünde ekseriyetle evhama kapılırız. Halbuki çıkmazlar, bir yönüyle var olduğumuzun kanıtıdır. İsmet Özel, "Bir insanın önündeki bütün yollar yürünebilir yollar ise, o insan artık kaybolmuştur." derken tam da bunu kasteder. Bazen zorlu yollar, doğru yollardır sevgili okur. Var olun. İsmet
ÖMÜR HANIMLA GÜZ KONUŞMALARI ...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İn- cecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan.
Reklam
Gözleri erimiş bi adam gördüm o gün. Bilindik bi kızılderili uydurması olan solukbenizli'ne uygun bir teni vardı. Yaşamak için küçük nefeslere tutunuyordu ve alenen kafasında ne varsa yüzünden dökülüyordu.. Karmakarışık bir hayatın yarım saatlik özetine baktım orda. Gözlerimi arada kaçırıyordum da kendimi alamıyordum bi türlü adamdan. Sapık gibi hissettim kendimi. Dünyanın en garip bakışlarının beni mahvetmesi yarım saat sürdü. Darmaduman olmak için uzun bi süre bu. Adamın o gözlere sahip olması ise kimbilir kaç yüzyılın mahsülü...// ADAM NEFRAN - YAŞAMAYI SÖKTÜM
Iç yolculuk...
Iç yolculuğuma dönmeliyim biraz da... Gerçek dünya yeterince ürkütücü,gergin,acımasız,duyarsız ve güvensiz. Koca bir denizin ortasında küreksiz bir kayıkla karayı bulmayı çabalamak kadar yorucu ve yıpratıcı bu.Içime sığamayan iç sesim huzursuzca sesleniyor bana ;Hey ,sana söylüyorum.kulak ver artık bana.Neden insanları tanımadan onlara payeler
Kitap yazma çabam
İyi geceler sevgili 1000 kitap okuyucuları.Bu gece sizlere yeni yazmaya başladığım kitabımın ilk bölümünü paylaşacağım.İyi yada kötü yorumlarınızı bekliyorum.Yorumlarınız ne olursa olsun hatta hiç yorum gelmese bile ben yazmaya devam edeceğim.Yazmayı seviyorum.Yorumlarınız sadece bana doğru ve yanlışlarımı analiz etmem konusunda yardımcı
Bir Yudum Kitap
Yaşamak bu. Yarın ne olur, ne biter bilinmez. Kaç asır evvel şöyle demiş Nizamî: "Sen kendi ayağına zahmet vermeye bak, yoksa başkalarının ayağıyla yol alamazsın." İnsan, kendine yetmeli sevgili okur. Öyle ya da böyle... Var olun. Nizamî - Hûsrev ve Şirin MEB Yayınları, s.239-240 Hüsrev’in Adaleti ve Cömertliği Hakkında Hüsrev'in şan ve şöhreti göklere kadar yükselmişti. O zamana kadar böyle bir saltanatla kimse tahta oturmamıştı. Bütün tebası halkı ile görüşmeye karar verdiği bir günde, beş sınıf insan huzurunda divan durmuştu. Huzurda ilk safı zenginler tutuyor. İkinci saf, muhtaçların ve fakirlerindi. Üçüncü saf, takatsiz düşmüş, mezarın kenarından bir kıl ile kurtulmuş hastalara mahsustu. Dördüncü saf, ayaklarındaki zincirler gönüllerine bir çivi gibi batan esirler ve mahpuslar içindi. Beşinci saf, katillere aitti ki, o safta kimse kimseye: “Nasılsın?” diye soramazdı. Katillerin önünde, af ümidine düşmeleri için de bir kurtuluş çizgisi çekilmişti. İnzibat âmiri birden bağırdı: “Herkes yalnız önündekine bakacaktır!” Zengin, fakiri görünce kendi haline binlerce şükür etti. Fakirin gözü hastaya ilişince sağlığından ötürü hamd-ü senada bulundu. Hasta olan, ayakları zincirliye bakınca serbest oluşundan dolayı halinden çok memnun kaldı. Ayakları zincirli olanın gözü katile değince dudakları Allah'a şükür için kımıldadı. Katil de kurtuluş ümidini görünce, onun da gözleri ümit ışığı ile parladı. Hüsrev’in sarayı, her sene bu merasimi tatbik eder ve halk, âdil bir idare sayesinde mesut ve müreffeh yaşardı.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.