Az Amelle Çok Ecre Nail Olan Zât
Ashâb-ı Kirâm’dan Amr bin Sâbit (r.a.), Ensar’dan ve Abdüleşheloğulları kabilesindendi. Annesi, Huzeyfe bin Yemân (r.a.) Hazretlerinin kız kardeşi idi. Amr Hazretleri, önceleri Müslüman olmak istememişti. Uhud Savaşı’na çıkıldığı gün, bütün akraba ve tanıdıklarının Uhud’a gitmiş olduğunu öğrenince hemen zırhını giyinip, silahını kuşanarak atına bindi ve Uhud’da harp meydanına koştu. Önce Resûlullah (s.a.v.) Efendimizin yanına varıp: “Yâ Resûlallâh! Önce savaşayım mı, yoksa Müslüman mı olayım?” diye suâl etti. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) “Önce Müslüman ol, sonra savaş!” buyurdular. Bunun üzerine Amr, Müslüman oldu ve Müslümanların yanında, yaralanıncaya kadar çarpıştı. Uhud’dan, ailesinin yanına ağır yaralı olarak getirildi. Sa’d bin Muâz (r.a.), Amr (r.a.) Hazretlerini ziyarete gelip kardeşi Seleme’ye, “Amr’a bir sor bakalım, kavmine olan hamiyetinden dolayı mı, yahut Kureyş müşriklerine kızdığı için mi yoksa sırf Allah için mi onlarla çarpıştı?” Amr (r.a.), “Ben, Allâh’ın ve Resûlullâh’ın rızâsı için onlarla çarpıştım!” dedi. Amr (r.a.), bir vakit bile namaz kılamadan vefat etti. Onun bu vaziyeti, Resûlullah (s.a.v.) Efendimize arz olununca şöyle buyurdular: “O, elbette Cennetliktir.” ve “O, az amel işledi, çok ecre nâil oldu!” Ebû Hüreyre (r.a.) bir gün, yanında bulunanlara “Bir vakit bile namaz kılamadan, secde edemeden Cennet’e giren zâtı bana haber veriniz.” buyurdu. Kimsenin cevap vermediğini görünce, “O, Abdüleşheloğullarından Amr bin Sâbit’tir.” dedi.
Güne bir not:
Kırk yerinden kırılsan da Allah'tan ümidini kesme. Allah seni yaralı yerlerinden çiçeklendirecek. 🌸🤍
Reklam
Az Amelle Çok Ecre Nail Olan Zât
Ashâb-ı Kirâm’dan Amr bin Sâbit (r.a.), Ensar’dan ve Abdüleşheloğulları kabilesindendi. Annesi, Huzeyfe bin Yemân (r.a.) Hazretlerinin kız kardeşi idi. Amr Hazretleri, önceleri Müslüman olmak istememişti. Uhud Savaşı’na çıkıldığı gün, bütün akraba ve tanıdıklarının Uhud’a gitmiş olduğunu öğrenince hemen zırhını giyinip, silahını kuşanarak atına
Bazen yaralı bir kuş olursunuz ummadığınız bir kapıda Gündüz kaçtığınız, gece sığındığınız dağınık bir yuvaya benzer. Bazen hayat tüm çelişkisiyle vurur yumruğunu göğsünüze Hayat en çok yalnızken yakalar kendi içinize olan o munis yolculuğunuzu Kızdığınız şeye sevda duyarsınız bazen, Gözlerinizde durur sevdanızın çelişkili korkusu Bazen baba olmak geçer aklınızdan babanıza Ne de olsa bütün babalar önce çocuktu… Erdem Bayazıt🤍
İkisi de bilirdi ki en çok susan en yaralı olandır.
Nazan Bekiroğlu
Nazan Bekiroğlu
Sus pus olmuş puslu bir İstanbul muydu yüzünyoksa çok bildik hüzünler mi taşınmıştı yüzüne. Dolmabahçe'de, çay tadında... Divit ucuyla yazılmış bir aşkın sureti vardı avuçlarında, tarih bir başka iklimin kıvamını gösteriyordu. Ben rehnedilmiş yelkovan gibi...Hani akrep'i seven ama yüreği takvim yokuşlarında... Sinemada elinin elimde terleyişinin bir anlamı olmalı, sesinin sesimde yankılanmasının...Sanki perdedekine üzülmüş ya da sevinmişsin de tesadüfen akmış yüzün içime...Yalan! Sen perdeye bakıyorsun, fikrin benim seyir defterimde...Ve ben amerikanca bir filmi kürtçe seyrediyorum. Kadın, Beyoğlu'nda bir kış akşamında, üstündeki deri montun sahibine küs, soğukluğundan muzdarip yürüyordu...Adam da...Yürümek hiçbir şeyi çözmüyordu, bazı aralık akşamlarında...Parmağında yaralı bir öyküyü taşıyordu adam...Kadının yüzünde bir hüzün...Hüzünlü aralık akşamında bir yüzük...Yüzüğün yüzünde dünya güzeli bir kadının kehaneti...Soğuğun ve karanlığın vehameti! Hayatı, bir başkasının pantolonu gibi küçültülmüş, daraltılmış..İlk sahibinin o pantolonla yaşadığı şeyler, yani pantolonu pantolon yapan anılar, bazı ilkbahar bereleri yüzünden yapılan yamalar, ter tüketen yazlar...Yaşananlara bir beden büyük geliyor artık hayat! Bir aşkı paylaşmak için çok geç, bir paylaşıma aşık olmak içinse erken...Beni sevda yerimden vurdu yine zaman...Şimdi sana söylenecek tek cümle: BENDE SANA YETECEK KADAR BEN KALMADI.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.