DENİZ HASRETİ
Gözümde bir damla su deniz olup taşıyor, Çöllerde kalmış gibi yanıyor, yanıyorum. Bütün gemicilerin ruhu bende yaşıyor; Başımdaki gökleri bir deniz sanıyorum. Nasıl yaşayacağım ey deniz, senden uzak? Yanıp sönüyor gibi gözlerimde fenerin! Uyuyor mu limanda her gece sallanarak, Altundan çivilerle çakılmış gemilerin? Sevmiyorum suyunda yıkanmamış rüzgârı, Dalgaların gözümde tütüyor mavi, yeşil... İçimi güldürmüyor sensiz ay ışıkları; Ufkundan yükselmeyen güneşler güneş değil! Bir gün nehirler gibi çağlayarak derinden Dağlardan, ormanlardan sana akacak mıyım? Ey deniz, şöyle bir gün sana bakacak mıyım, Elma bahçelerinden, fındık bahçelerinden?
Ömer Bedrettin Uşaklı
Ömer Bedrettin Uşaklı
Saçları saman sarısı, kirpikleri mavi...
Saman Sarısı Seher vaktı habersizce girdi gara ekspres kar içindeydi ben paltomun yakasını kaldırmış perondaydım peronda benden başka da kimseler yoktu durdu önümde yataklı vagonun pencerelerinden biri perdesi aralıktı genç bir kadın uyuyordu alacakaranlıkta alt ranzada saçları saman sarısı kirpikleri mavi kırmızı dolgun duduklarıysa şımarık ve
Reklam
"İstanbul deyince aklıma, Sait Faik gelir. Burgaz adasında kıyıda, Mavi gözlü bir çocuk büyür döne döne Mavi gözlü bir ihtiyar balıkcı gencelir küçülür. İkisi bir boya geldi mi Sait kesilirler, Bütün İstanbul` u dolaşırlar elele, başbaşa Ana avrat küfrederler uçan kuşa eşe dosta. Sivriada`da da martı yumurtası toplarlar çili çili Ziba
Bazen yeşil bir baharım. Bazen de ot bitmeyen bir çöl. Babil bahçelerinde aradığım küçüklüğümü. Anlamını sadece ben bildiğim oyunlarda. Kederin içine gömülerek seyrediyorum. Bu bir hayal mi.. Yoksa bir türlü kabullenemediğim gerçeklik mi? Yarasaların öfkesi olmalı bu. Gece karanlığında ararken esirliğimi. Bir mağaranın sessizliğinde anlıyorum şimdi. Sende kaybetmiştim Kervanlara soruyorum şimdi. Çöl Bedevilerine. Dağ insanlarına.. Bir türlü gelemedi devamı :)
Aşk +2
gece, karanlık camlara çöküyor usulca, korlu küller gibi rüzgar, evin avlusunda durmaksızın yerle bir ediyor gölgeleri nilüferin kıvrımları, duman gibi dalgalanıyor duvarda çamların arasında büyücü mehtap ışıksız kandiliyle süzülüyor usulca sanki kör karanlıkta avare ruhunu arıyor bu karanlıktan ve suskunluktan yorgun dedim ki ey uyku, başparmağın yeşil bahçelerin anahtarı gözlerin, dinginliğin balıklarının karanlık havuzu ağlayan çocuğumun yarattığı yükü çekip al ve beni unutmanın peri suretli ülkesine götür Füruğ Ferruhzad
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.