Bundan yıllar önce medresemizde küçük bir hafız kardeşim vardı.. Şimdi yıllaar geçtikten sonra hoca rahlesinin yanında sessizce oturdum, kalbimden taşan tebessümle.. o minik hafız şimdi talebelerini dinliyor.. Elhamdülillah.. Medrese ailedir. Medrese şükürdür..
Allah’ın Velisi Olan Mücahider...
Gazze'deki mücahitleri tanısanız her birisinin Allah'ın bir velisi olduğunu görürsünüz. Allah nasip etti ve birkaç kişiyle tanışıp beraber zaman geçirdik. İnanınız ki Türkiye'de iman adına, İslam adına öne çıkanlar onların iman açısından en zayıfın eline su dökemez. Zaten Kassam Tugaylarının içerisinde ilk hamleyi yapan bin 200 kişinin içerisinde bulunan 100 kişi ciddi hafız. Geri kalanların içerisinde de kaza namazı olanlar yok. Zaten kaza namazı olanları cihada almıyorlar. Bu savaşın dünyanın en büyük devrimlerinden biri olduğunu göreceksiniz. Bir avuç israil deniliyor ama öyle değil. Akdeniz'de kafir sürüsünü gördünüz. Oradaki her bir uçak gemisinin bir ülkeye bedel olduğunu gördünüz. Eğer bu siyonist çetesi yenilirse tüm Avrupa hükmen mağlup olacaktır. Mehmed Göktaş Hoca
Reklam
Bana hafız hoca derler İmamlığı bilmezem ben Ne söylesem tamam derler Ne dediğim bilmezem ben Ben kendime evvelinde Demedim ki hoca diye Çıkarttılar beni göğe Bir namazın bilmezem ben
Günay Aktürk
Günay Aktürk
RESMÎ DÎN OTORİTESİ 📌 "Âyet bile olsa, akla uymuyorsa inanmam” 📌 “Peygamber de bizim gibi bir insandı, oturmuş Kur’ân hakkında açıklama yapmış, bunu masa başında biz de yapabiliriz. Bu yüzden beni, benim gibi bir beşerin sözü bağlamaz” 📌 " Hadisler üç dört asır sonra yazıya geçti, bu sırada sözlü olarak elden ele geçerken değişikliğe uğradı, ondan sonra yazıya geçirildi. Bu yüzden biz hadisler üzerine hüküm bina edemeyiz” 📌 “Bir genç Kur’ân-ı kerimi eline aldığında öncelikle bu Rabbimin kelamı mıdır? diyerek şüphe ile yaklaşmalıdır” Bu sözlerin sahibi kim olabilir, sizce? Bir ateist? Bir müsteşrik? Bir hoca?.. Bu sözlerin sahibi bir ilahiyatçı, profesör. Bu sözlerin sahibi bir hafız. Bu sözlerin sahibi bir resmî dîn otoritesi. Bu kişi Din İşleri Yüksek Kurulu üyesi Prof. Dr. Hâlis Aydemir
Neden alim yetiştiremiyoruz? Prof.Dr. Mehmet Akif Koç’un konuşmasından geniş bir özet sunuyoruz: Hicri ilk üç asırda ne zaman ne gerekmişse ulema onu görmüş ihtiyacı karşılama teşebbüsüne girişmişler. Mesela Hicri dördüncü asırda İbn-i Nedim’in fihristiyle karşılaşıyoruz, daha önce yok. Dört asır boyunca bütün alanlarda ilim kaleme alınmış,
FÂTİH SULTAN MEHMED HAN’IN KÜTÜPHANELERE VERDİĞİ EHEMMİYET
Fâtih Sultan Mehmed Han’ın, çocukluğundan beri ilme muhabbeti; kitap ve kütüphaneye merakı vardı. Bu merak, kendisi büyüdükçe inkişâf etti. Babası Sultan İkinci Murad Han ve dedeleri Çelebi Sultan Mehmed ve Sultan Birinci Murad Han da kütüphane kurmuşlar ve âlimlerle beraber bulunmuşlardı. Fâtih Sultan Mehmed Han’ın, kitap ve kütüphaneye karşı
Reklam
181 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.