Kırdığın Yerden Kırıl
Bu eserde mutlu mutsuz , aşk acısı ceken , çok seven , canı yüreği yanan , kırılıp üzülen , terk edilen , kavuşamayanlara klavuzluk edip , dile gelmeyen cümleler barındırıyor.
Kimse mükemmel değildir . Olmaya da çalışmaya gerek yok . Kimi sevip ona değer veriyorsan olduğu gibi sevip sayacaksın ki sevgin ve saygın , mutluluğun artsın . Herşeyi de sineye çekip kendini yormayacaksın bu hayatta. Yoksa herkes seni üzen tarafta olur .
Yazarımız bu eseri ile kırılan , üzülen , terk edilen , sevgiye muhtaç kalmışların sesi olmuş. İlk sayfalarda aile içi iletişim , sevgi ve saygının önemini vurgulamış . Ailede sevgiye doyan çocuk büyüdüğü zaman sevgiye aç kalmayıp herkesten sevilmeyi beklemiyor , mutluluğu tadında yaşıyor.
Ya olduğun gibi kabul etmeyenlere ... Bunun için de cümleler var eserde . Hem kendi iç sesinin hemde dışta nasıl göründüğünün farkına varmamızı amaçlamış .
En kötü ve anlatılması zor olan kalp yarası yaşayanlar... Sizler bu eseri okurken birçok cümlede içinizden geçirdiğiniz cümleleri, yüreğinizde volkan gibi patlamaya hazır olan öfke ve duygularınıza ilaç olacaktır.
Herkesin yaşadığı bir hayal kırıklığı vardır. Ya da mutsuz olduğu. Gidenin niye gittiği , ardında kalanın kapanmayan yaraları . Bu eser ile bir nevi üstünüzde ki yükü yüzleşerek atıp, hayatınıza kaldığınız yerden devam edeceksiniz .
Biz mükemmel değiliz ama kısa olan ömrümüz de mutlu olmayı hakkeden bireyleriz . Eksik ya da fazla . Kimsenin ahı kimsede kalmaz ve yazarımızın dediği gibi #kırdığınyerdenkırıl diyerek keyifli okumalar dilerim.
Semra kirildigin 
Kırdığın Yerden Kırıl 
Zeus Kabadayı
Dünya edebiyatının önde gelen ismi 
Lev Tolstoy’un özgün kaleminden çıkan 
Hazin Bir Evliliğin Romanı romanı, bir evliliğin hikâyesini konu etmiş. Tolstoy romanda; 19.yüzyılın aile, ev, evlilik ilişkilerini gözler önüne sermiş. Böylece, Rus toplumunun ve genelde 19. yüzyılda hızla gelişen ve değişen dengeler karşısında toplumların nasıl bir aile ilişkisi oluşturduğunu vurguluyor.
Lev Tolstoy’un “Hazin Bir Evliliğin Romanı” isimleriyle yayınlanmış olan bu eserinde 30 yaşındaki Mihailoviç ile 17 yaşındaki Maria arasında köy hayatında aşkla başlayan evliliklerinin, köyden ayrılıp şehir hayatının o şaşaalı ortamına girdikten sonra birbirlerinden uzaklaşıp kopması ile sonuçlanan evliliklerinin hazin sonunu anlatan eseridir.
Tolstoy romanda bu duygu ve düşünceyi şu cümle ile özetler: “Hayır, artık geçmişin mutluluğu bir daha dönmeyecek, hata kimindir bilmiyorum… Aşk her zaman vardı. Fakat bu eski aşk değildir. Artık bu eski aşkın gücü yok. Yalnız hoş hatıraları kaldı. Hepsi o kadar...”
