Kitabı okurken en çok düşündüğüm, bu kitabın isminin neden Anna Karenina olduguydu. Anna Karenina yerine "Konstantin Dimitriyeviç Levin" daha çok uyardı sanki. Çünkü bana göre kitabın %50'si Levin %35'i Anna Karenina %15 ise diğerleri şeklinde ilerliyordu. Ve kitapta en çok ilgi çekici olan da Levinin hayatıyla düşünceleriydi. Kitabı okurken kitabın yasak aşk ve masum aşkı karşılaştırarak bize daha çok kamu spotu vermeye çalışıyor izlenimini aldım :) tabi kitap aşktan ibaret değildi. Benim icin en çekici yanı Levin'in varoluşsal sancilarının yanında savaş, politika, köylü, tarım ve asimile etme politikalarının yorumlandığı kısımlardı. Muazzam bir kitap okudum cok etkilendim diyemeyeceğim. Bir sefiller, Suç ve Ceza, Jane Eyre veya Uğultulu Tepeler etkisi yapmadı bende. Ama uzun zamandir aklımda yer kaplayan bir eserdi. Bir an önce okuyup filmini izlemek istiyordum. 2024'e de bu planımla giriş yapıp tamamladığım için çok memnunun. Filmi de güzelden öte farklıydı. Sanat izler gibiydi. Sahnelerin geçişleri, dansları, opera havası çok etkileyiciydi çok beğendim. Konu olarak ise Anna Karenina merkeze konulmuş, kitaptaki ayrıntılardan arındırılmıştı. Levin ise çok az sahnelendirilmişti. Kitabı okumayan filmden bir sey anlar mı pek emin değilim veya memnun kalır mı bilemem! Film kesinlikle kitap okunduktan sonra izlenmeli. Ama sanatsal değişik görseller, geçişler, dönemler görmek istiyorum diyorsanız hemen izleyin derim.